Kırılan bir seramiği veya kaseyi onardığınızda asla eski güzelliğinde ve kalitesinde olmayacağını bilirsiniz ama Japon’larda durum biraz farklı.
Yüzlerce yıldır süregelen, Japon’ların “Kintsukuroi” isimli sanatlarında, kırılan seramiklere altın, gümüş veya platin tozları ile birleştirme, onarma yapılıyor. Bu şekilde kırık seramikler eskisinden daha ışıltılı ve göz alıcı bir hale geliyor. Kintsukuroi ile onarılan nesneler, geçmişte yaşadıkları zayıflıkları hatırlatırken aynı zamanda yeni bir dönüşüm ve güzellikle parlıyorlar.
Kintsukuroi sanatının 500 yıldan daha eski bir tarihe sahip olduğu söyleniyor ve günümüzde de sevilerek icra edilen bir sanat dalı. Bu sanatın arkasındaki düşünce, yaşamın ve nesnelerin mükemmel olmayabileceğini kabul etmek ve bunu bir güzellik kaynağı olarak görmektir.
Kintsukuroi, sadece fiziksel olarak kırılan nesneleri onarmakla kalmayıp, aynı zamanda bir metafor olarak da anlam taşıyor.
İnsanlar da hayatta zorluklar, kırılmalar ve zayıflıklar yaşarlar. Kintsukuroi, insanların bu deneyimleriyle yüzleşmelerini, onları kabul etmelerini ve sonunda bu deneyimlerin kendilerine benzersiz bir güzellik ve değer kattığını fark etmelerini ister. Kırık parçaların ve yaşamın zorluklarının bir bütün olarak kabul edilmesinin güçlü bir sembolü olarak karşımıza çıkar.
Kintsukuroi'nin Japon kültüründe derin bir anlamı olduğu gibi, bugün dünya genelinde de estetik ve yaşam felsefesi açısından ilham verici bir sanat olarak kabul ediliyor.
Kırılan kalplerimizin de altın kadar değerli duygularla onarıldığı, eskisinden daha ışıltılı ve güzel hislerle geçireceğimiz mutlu günlerimiz olsun!