Çerkezköy Bakış - Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Kapaklı Diyaliz Merkezi’ndeki 18 hastada Hepatit C virüsü tespit edilmesi üzerine basın toplantısı düzenledi. Erk, Hepatit C virüsü taşıyan hasta sayısında artış üzerine Sağlık Bakanlığı’nı bilgilendirdiklerini söyleyerek “Hastalığın artışındaki kök nedenin bulunması için talepte bulunduk. Biz diyoruz ki bu nasıl oldu? Birkaç günde mi, bir günde mi? Kim bulaştırdı? Nasıl bulaştırdı? Acaba başka bir neden mi var? Dışarıdan bir müdahale mi var? Hiç bilmiyoruz.” dedi.

ERK BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

Düzenlenen basın toplantısında Nefroloji Uzmanı Yard.Doç. Dr.Bilal Görçin ile Diyaliz Merkezi Sorumlu Müdürü Dr.Mine Özçakı da hazır bulundu. Timur Erk, Türk Böbrek Vakfı olarak 28 yıldır diyaliz hizmet verdiklerini söyleyerek “Türk Böbrek Vakfı bu işin öncülüğünü yapan kurumlar arasındadır. Onlarca uzman ve tıbbı personel yetiştirmiştir. Bir ekol haline gelmiştir. Türk Böbrek Vakfı, Türkiye’de kaliteli diyaliz merkezi sertifikasını almış bir kurumdur. Kurumumuzda uluslararası stantdartlara göre hizmet sunuluyor.” dedi.

“BÖYLE BİRŞEY GÖRMEDİK”

Hepatit C taşıyıcılığının 20 yıl içerisinde yüzde 90’lardan yüzde 10 seviyesine indiğini anlatan Erk, şimdiye kadar Kadriye ve Kenan Tunalı Kapaklı Diyaliz Merkezi’nde yaşanan vakaya benzer bir durumla karşılaşmadıklarını söyledi.



BAKANLIĞI BİLGİLENDİRDİK

Hepatit C virüsü taşıyan hasta sayısında artış üzerine Sağlık Bakanlığı’na başvurduklarını kaydeden Erk “Bir komisyon kuruldu. Komisyonun yaptığı inceleme sonucunda diyaliz merkezine yeni hasta alınmamasına karar verildi.” dedi. Erk,  hastalığın artışındaki kök nedenin bulunması için talepte bulunduklarını belirterek şöyle devam etti: “Biz diyoruz ki bu nasıl oldu?. Birkaç günde mi, bir günde mi? Kim bulaştırdı? Nasıl bulaştırdı? Acaba başka bir neden mi var? Dışarıdan bir müdahale mi var? Hiç bilmiyoruz. Virüsü dışarıdan alıp da 18 hastaya bulaşmatırma imkanı yok. Yayılma şu anda durma aşamasına geldi.”

ÇAĞRIDA BULUNDU

Kamuoyuna çağrıda bulunarak konuşmasını sürdüren Erk “Mevcut komisyondaki uzmanlara ilaveten yurt dışından ve yurt içinden enfeksiyon uzmanları gelip kök nedenin bulunması için hem kurulan komisyona hem Türk Böbrek Vakfı’na yardımcı olurlarsa çok memnun oluruz.” diye konuştu.  

“ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ”

30 yıllık vakıf başkanlığı döneminde şimdiye kadar böyle bir olayla karşı karşıya kalmadığını anlatan Erk “30 yıldır Türk Böbrek Vakfı, hiçbiryerde hiçbir şekilde negatif bir şekilde anılmamıştır. Bundan dolayı üzüntü duyuyorum. Ancak bunun üzerinden gelecek yeteneğimiz de yetkimiz de vardır.” dedi.

KONU ULUSLARARASI ALANA TAŞINACAK

Timur Erk, aynı zamanda Uluslararası Böbrek Vakıflar Federasyonu Başkanlığı görevinde bulunduğunu hatırlatarak “Dünyada buna benzer vakalara rastlayabiliyoruz. Konuyu Ulusal Nefroloji Kongresi ile Ekim ayı sonunda Malta’da yapılacak Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonlarının genel toplantısına taşıyacağız. Burada konuyu uzmanlara soracağız. Bu işi çözeceğiz başka çaresi yok.” diye konuştu.

“SEKTÖR ZARAR EDİYOR”

Türkiye’nin dünyada diyaliz hizmetini en iyi veren ülkeler arasında bulunduğunu kaydeden Timur Erk, sektörün sorunlarına da değinerek konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Bu sektör zarar ediyor. Yüzde 78 pay, yüzde 60’lara düştü. Diyaliz merkezindeki kapasite kullanımı 58-55’lerde. Bu ortamda rakipten şüphelenmek olmaz. Çorlu’da merkez var, kapandı iflas etti. Tekirdağ’daki merkez ‘bizi alın’ diye 2 aydır peşimizde. Rakipten sabatoj beklenemez. Ama kasıt da ihtimal dahilindedir.
Artık paranoyak olduk”



GÖRÇİN: ÖNCELİKLİ YAPILMASI GEREKENLER VAR

Konunun nakil bekleyen hastalara yönelik olumsuz bir etkisi olup olmayacağı yönündeki bir soru üzerine konuşan Nefroloji Uzmanı Yard. Doç. Dr. Bilal Görçin “Diyalize başlayan bir hasta için Diyaliz Merkezi’nde her diyaliz merkezinde öncelikli olarak Hepatit B, Hepatit C ve AIDS için HIV virüsü tetkikleri yapılır. Bunlara bakılmadan hiçbir hasta diyaliz merkezinden içeri giremez. Her ayda bir hastalara karaciğer enzimleri bakıyoruz. Farklı tetkikler yapıyoruz.Ayrıca 3 ayda bir hastalara negatif olsalar dahi, hastalara düzenli olarak Hepatit B, Hepatit C ve HIV tetkikleri yapılıyor. Bu tetkiklerin bir nüshası hastaya, bir nüshası devlete bildirilir, bir nüshası da dosyasına işlenir.” dedi.

“HASTALIĞA RUTİN KONTROLLERDE RASTLADIK”

Hastalığa rutin kontrollerde rastladıklarını anlatan Yard. Doç. Dr. Görçin, “Bu tetkiklerde hastaların karaciğerlerindeki enzimlerin yüksek olduğunu görünce hastalığın farkına vardık. Ancak, HCV bir çeşit virüs. Öpüşmekle, aynı kabı kullanmakla, aynı ortamda bulunmakta, dokunmakla bulaşmaz.” diye konuştu.

HANGİ DURUMLARDA BULAŞIR?

Virüsün iki bulaşma yolu olduğunu kaydeden Görçin “Hastalık ya kan yoluyla bulaşır ya da cinsel yolla bulaşır. Hepatit C’li bir hastanın damarından çıkan bir iğne bizlere de battı. Bu şekilde bulaşma ihtimali yüzde 2-5 arasındadır. Kan ve iğne yoluyla bulaşması zordur. Normal hijyenik şartlarda bulaşmaz. Hastalarımızın hepsine 10 yıldır hazır kitler kullanıyoruz. Makineden de bulaşma imkanı yok. Hastanın kanı hiçbir zaman makine ile temasa geçmez. Kanın bulaştığı herşey tek kullanımlıktır. Bir hemşire istese de gelip, 15 hastaya bulaştırması mümkün değildir.” dedi.

NUMUNELERİ GÖNDERDİK

Virüsün diyaliz merkezinde ne zaman meydana çıktığını bilmediklerini anlatan Görçin şöyle devam etti: “Her virüsün bir kuluçka dönemi vardır. Bu nezle-grip virüslerinde bir haftadır. Hepatit C’de bu süre 30 gün ile 180 gün arasında değişiyor. Bundan dolayı önce 2 hasta, sonra 4 hasta oldu. Belki de bunlar virüsü aynı dönemde almış olabilirler. Bunu bilecek kimse yoktur. Biz karaciğer enzim yükselmesi sonucu olaya vakıf olduk. Bunun üzerine harekete geçtik. İlk olarak herkeste bakıldığı gibi Anti HCV’ye baktık. Verileri görünce mikrop varmı diyerek tetkikleri hem İstanbul’a hem de Hıfzısıhha’ya gönderdik. Sonrasında sağlık müdürlüğüne, üniversitelere gönderdik. Üniversitelerden ekipler defalarca geldi. Tüm yapılan iş ortada bulunuyor. Hastaların hiç biri bu Hepatit C’den dolayı hastalanmadı. Sadece karaciğer enzimleri yükseldi. Bir daha ilerleme yok.”

“BÖBREK NAKLİNE ENGEL OLUŞTURMUYOR”

Görçin, Hepatit C’nin böbrek nakline engel olmadığını kaydederek “Son 3 yılda kendi merkezimizde böbrek nakli olmuş 20 hastanın 9-10 tanesi Hepatit C taşıyıcısıdır. Bunlar 21-22-23 yıl diyalize girmişlerdir. Hepatit C taşıyıcısı olan birçok hastamız var. Hepatit C hastalığı ilk ortaya çıktığında üniversite merkezinde 40 kişi diyalize giriyordu, 40’ında da HCV bulundu. Çünkü o dönem hastalara kan yükselmek için kan veriyorduk, o dönemde HCV yoktu. Bundan dolayı herkese bulaşmıştı. 20 yılda belki 1 milyon seans diyaliz yaptık. Bu sürede bulaşma ve artış hiç görmedim. Aksine azaldı.” dedi.

“3 AYDIR ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”

Görçin olayın 3 aydır farkında olduklarını anlatarak “Devletle birlikte bu üç aydır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmalara yeni başlamadık. Konu basına yeni yansıdı.” diye konuştu.  

“NEDENİNİ BİLMİYORUZ”

Diyaliz merkezindeki hatalara yapılan tüm müdahalelerin kamera kayıtlarında mevcut olduğunu belirten Görçin “Acaba kasıt mıdır? Her olasılığı araştırdık. Keşke birisi gelip dese ki şu yönden bulaştı. Nedenini henüz bilmiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Editör: TE Bilisim