Çerkezköy Bakış - Çocuğunuz seslendiğinizde birkaç defa tekrarlatıyor mu, konuşmayı zor mu öğreniyor, Televizyonu yakından mı izliyor?  Bu sorulara yanıtınız evet ise, çocuğunuzda muhtemelen işitme sorunu olabilir.

“EN SIK NEDEN ORTA KULAK İLTİHABI”

İrmet Hospital Hastanesi Kulak Burun Boğaz doktoru Op.Dr. Abdurrahman Tokmak, yaptığı bilgilendirmede, çocuklarda meydana gelen işitme azlığına dikkat çekti. Doktor Abdurrahman Tokmak, “Çocuklarda işitme azalmasının en sık rastlanan nedeni orta kulak iltihaplarıdır. Çocukların yarısından fazlası bir yaşına gelinceye kadar en az bir kere orta kulak iltihabına yakalanır, altı yaşına gelinceye kadar da bu iltihap bir kaç kez tekrarlar. Çocukların büyüklere oranla orta kulak iltihabına çok daha kolay yakalanmalarının nedeni kulaklarının anatomik yapısına bağlıdır. Orta kulak boşluğu ile burun arkası boşluğunu birbirine bağlayan Östaki borusu adı verilen kanal, küçük çocuklarda çok kısa ve yatık durumdadır. Erişkinlerde dik ve uzun olan bu kanalın çocuklardaki bu yapısı, nezle ve soğuk algınlığı sonrasında orta kulağa mikropların çok kolay ulaşmasına neden olur. Ayrıca kanal yatık durumda olduğu için salgıların boşalması da güçleşir. Orta kulakta biriken salgılar mikropların üremesi için çok uygun bir ortam oluşturur. Ayrıca kulak sıvı ile dolu olduğu için de işitme azalacaktır, çünkü orta kulakta bulunan çekiç, örs, üzengi gibi kemikçiklerin titreşmesi zorlaşacaktır. Sıvı birikmesi zamanında tedavi edilmediği takdirde, kulak zarını da iltihaplandıracak ve bir süre sonra da zar delinecektir. Zar delinmesi ile kulak ağrısı hafifler ancak zar tahrip olduğu için, hastalık iyileşse bile zardaki delik nedeniyle işitme tam olarak düzelemez ve sık sık yeni iltihaplanmalara yol açar.” şeklinde konuştu.

TEDAVİ OLUNMAZSA NE OLUR?

Hastalığın tedavi edilmeme durumunda olabilecek ihtimallerden de bahseden Tokmak, “Hastalığın sık görüldüğü süt çocukluğu ve oyun çocukluğu dönemi, çocukların aynı zamanda konuşmayı öğrendikleri ve çevrelerini tanıdığı dönemdir. Araştırmacılar bu tür çocukların dili öğrenme ve kullanma yetenekleri ile sosyal uyumlarının normal çocuklara daha kötü olduğunu bildirmektedirler. Hastaların çocukluk çağı hastalığı olarak bilinen bu hastalıktan kurtulabilmeleri için ancak yaşın ilerlemesi ve etkin tedavi yöntemlerinin (ilaç, tüp takılması, geniz eti alınması gibi) uygulanması ile olmaktadır. Sık olarak tekrarlar ve ilerler ise kulakta kireçlenme, iç kulak tipi işitme kaybı, kolesteatom denilen ve ileride büyük sıkıntılar veren ve mutlaka işitmeyi bozan ameliyatlar gerektiren tablolara yol açabilir. Enfeksiyon beyne doğru ilerler ise menenjit ve hatta ölüm bile olabilir.” dedi.

İŞİTME KAYBI NASIL ANLAŞILIR?

Çocuklarda işitme kaybının nasıl tespit edileceği hakkında da bilgilendirmede bulunan Özel İrmet Hospital Hastanesi KBB doktoru Op.Dr.Abdurrahman Tokmak, “Çocuğunuz derslerinde başarısız, etrafına ilgisiz ise ya da televizyonu çok yüksek sesle dinliyor, onu çağırdığınızda size cevap vermiyor ise çocuğunuzda işitme kaybı olabilir.İşitme ve anlama diğer insanlarla ilişki kurma yoludur. İletişim kurma da dil aracılığı ile gerçekleşmektedir. Dilin gelişmesinde işitme önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. İşitmenin gerçekleşebilmesi için sesin kulağa ulaşması, dış, orta ve iç kulak bölümlerini aşması ve beyindeki ilgili merkez tarafından algılanıp yorumlanması gereklidir. Bu işlevlerin herhangi birisindeki aksaklık işitme engelini ortaya çıkarmaktadır. Çocuklarda iletişimlerini bozacak 20 desibelden daha fazla olan işitme kayıpları bir işitme hastalığı olarak değerlendirilmelidir. İşitme kaybına sebep olacak bir çok rahatsızlık olmasına karşın, iki önemli hastalık grubuna çocukluk çağında sıklıkla rastlanılmaktadır. Bunlardan ilki serözotitismedia olarak adlandırılan orta kulakta sıvı toplanması diğeri de işitme sinirinin fonksiyon kaybıyla giden rahatsızlıklardır. Bu konuda çocuğun aile ve öğretmenlerine önemli sorumluluklar düşmektedir. Çocuğun etrafa olan ilgisinin azalması, seslenildiğinde cevap vermemesi veya yanlış cevap vermesi ya da televizyonu yüksek sesle dinlemesi gibi kimi zaman çok da dikkati çekmeyen belirtiler çocukda var olan bir işitme kaybına işaret edebilmektedir.” ifadelerini kullandı.

İŞİTME KAYBININ OLUMSUZ ETKİLERİ NELERDİR?

Tokmak işitme azlığının olumsuz etkilerinden de şöyle bahsetti: “Çocuklar gelişimleri boyunca taklit ederek öğrenmektedirler, bunu gerçekleştirmede görme ve işitme duyuları oldukça ön plandadır. İşitme güçlüğü yaşayan çocuklarda başta konuşmayı öğrenmede gecikme olmak üzere bir çok konuda gelişme geriliği ortaya çıkacaktır. En önemli noktalardan bir tanesi de sınıf başarısının giderek kötüleşmesidir. Çocuklarda ve erişkinlerde 20 desibelden daha fazla işitme kaybının olması işitme problemi olarak değerlendirilir. Çok hafif işitme kayıplarından tamamen işitme özürlü olmaya kadar giderek ağırlaşan derecelendirilmesi söz konusudur. Bebek ve çocuklarda işitme problemi olduğunu farkedenler çoğunlukla anneler olmakta ve şüphelerinin doğrulanması amacıyla doktora başvurmaktadırlar.Günlük hayatta tereddüte düşüldüğünde çocuk veya bebeğin arkasından seslenerek cevap verip vermediği veya beklenilenden daha yüksek sese reaksiyon gösterip göstermediği test edilebilir.”

TEDAVİ YÖNTEMİ

İşitme kaybının tedavi yöntemleri hakkında da bilgilendirme de bulunan Abdurrahman Tokmak, “İşitme kaybına sebep olan hastalıklara bağlı olarak tedavi de farklılıklar arz etmektedir. En sık görülen hastalıklardan biri olan serözotitismedia hastalığında ilk tedavi seçeneği antibiyotik ve dekonjestanlar olmakta, ilaçlarla kontrol altına alınmayan hastalarda tüp takmak gibi cerrahi metodlar gündeme gelmektedir. İşitme sinirinde olan sorunlara bağlı işitme kayıplarında ise hastanın işitme cihazı kullanması ya da biyonik kulak(koklearimplant) takılması düşünülmelidir. Koklearimplantlar işitme sinirindeki bir sorundan dolayı gelişen ve işitme cihazlarından yeterli oranda fayda görmeyen hastalara uygulanmaktadır. Doğuştan işitme azlığı olan çocuklarda 5 yaşından önce hatta mümkünse 3 yaşından önce koklearimplantların uygulanması başarı şansını artıran bir faktördür. İşitme kaybının derecesine bağlı olarak bu değişmektedir. En önemli nokta çocukların öğrenmesinde olan gecikmedir ve ileri yaşlarda yaşıtlarıyla olan fark kapatılamaz hale gelebilir. İşitme kaybına yol açan hastalığın engellenmesi halinde bile işitmenin cihazlarla rehabilite edilmesi mümkündür ve çocuğun öğrenmesine, gelişimine ve sosyal uyumuna ciddi katkılarda bulunacaktır.” şeklinde konuştu.

BELİRTİLERİ

Tokmak işitme kaybının belirtilerini ise şöyle sıraladı; “Çocuğunuz son dönemde çok fazla üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsa, daha sık alerji oluyorsa, derslerinde eskisi kadar başarılı değilse ve ilgisizse, daha sinirli ve gerginse, televizyonun sesini duymak için ona daha çok yaklaşıyorsa, ağzı açık uyuyor ve horluyorsa, tepkileri daha yavaş ve yaşıtlarına göre algılaması daha düşükse çocuğunuz sık geçirdiği enfeksiyonlara bağlı olarak işitme kaybı yaşıyor olabilir”

ERKEN TANI ÖNEMLİDİR

Yenidoğan bebeğin ilk kontrollerinin hayati önem taşıdığını da söyleyen Tokmak, “Özellikle de kalça ve işitme problemleri zamanında fark edilip, tedavi edildiğinde büyük oranda sorunlar önlenir. Bu yüzden bebeğiniz doğar doğmaz bilinçli davranıp, gerekli önlemleri almalıdır. Bebeğinizin işitme probleminin tespiti için en uygun zaman, doğduktan sonraki ilk 3 aydır. Bebeğiniz 6 aylıkken, işitme tedavisine mutlaka başlamalısınız. İşitme kayıplarında tedavi olarak, işitme cihazı uygulamasının dışında, özel eğitim ve rehabilitasyon ile destek sağlayabilirsiniz.
Bebeğinizin işitme derecesine göre, işitme cihazlarının fayda oranı değişir. İşitme cihazı veya koklearimplant uygulamasındaki amaç, bebeğinizin yüzde 100 duymasından çok, konuşma ve mental gelişimini sağlayacak kadar sesleri duyabilmesidir. Çünkü işitmeyen, sesleri tanıyamayan bebeğiniz sonraki dönemlerde konuşamaz. Bu cihazlar sayesinde, dış ortamdan gelen sesler kulağına yükseltilerek yönlendirilir ve işitme sorunu engellenir. Böylece işitme kaybından dolayı bebeğinizin duyamayacağı şiddetteki sesler, duyabileceği seviyeye yükseltilmiş olur. Bebeğiniz büyüdükçe işitme cihazını da kontrol ettirmeniz gerekir. Aslında bu sık sık gereksinim duyulan bir durum değildir, ancak bilmelisiniz ki o büyüdükçe kulak kalıbı da büyüyecektir. Bebeğinizin cihazla sesleri duyması da yeterli değildir. Mutlaka özel eğitim programlarına katılması gerekir. Bu programlar ile konuşma ve dil gelişimini sağlayacak rehabilitasyonun yapılması lazım.
İşitme kaybı olan çocuklarda amaç, konuşma gelişiminden önce işitmeyi sağlayarak, çocuğun işitme ve konuşma engelli olmamasını önlemektir. Bunun için de cihaz takıldıktan sonra tedavinin bittiği sanılmamalı, sonrasında eğitim ve rehabilitasyon mutlaka uygulanmalıdır” dedi.
Editör: TE Bilisim