Çerkezköy Bakış - Arzuhalcilik mesleğine sahip çıkan Orhan Üldeş, meslek unutulmaya yüz tutmasın diye emeklilik vakitlerini çalışarak geçiriyor.

“BU MESLEĞİ DEVAM ETTİRMEK İSTEDİK”

Unutulan birçok mesleğin yanı sıra bazıları ise mesleğin son bekçileri tarafından ayakta tutulmaya çalışıyor. 30 yıl boyunca Adliyelerde görev yapan Ağrılı Orhan Güldeş de emekli olduktan sonra unutulmasını istemediği ve yaptığı işe de uygun olan Arzuhalcilik mesleğine başladı. Üldeş, mesleğin son bekçilerinden biri olarak Çerkezköy’de Adliye yakınında vatandaşlara yardımcı olmaya çalışıyor.
Kendisini tanıtarak başlayan Üldeş, “1966 Ağrı doğumluyum. 1989 yılında Adalet Bakanlığı bünyesinde Ağrı adliyesinde göreve başladım. Zabıt Katibi olarak 2001 yılına kadar devam ettim. Daha sonra meslekte yükselme sınavları açıldı. Kazandım ve Yazı İşleri Müdürü olarak devam ettim. Ağrı’nın çeşitli ilçelerinde yazı işleri müdürlüğü, vekaleten icra müdürlüğü ve noterlik görevlerini yürüttüm. Daha sonra Iğdır ilinde 9 sene çalıştım. Oğlumun Silivri Fen Lisesi’ni kazanması ile Büyükçekmece Adliyesi’ne tayin istedim. Yaklaşık 2 yıl da Büyükçekmece Adliyesi’nde görev yaptıktan sonra emekli oldum. Emekli olduktan sonra 1 yıl boş kaldım.” dedi.

“HERKES AVUKATA GİDEMEYEBİLİYOR”

Arzuhalcilik mesleğine başlama sürecine değinen Üldeş, “Sonrasında arzuhalcilik, unutulmaya yüz tutmuş bir meslek dalı gibi ortada duruyor. İhtiyaç olarak hissettim. Meslekteyken bütün mahkemelerde müdürlük yaptığım ve kendimi de yeterli gördüğüm için bu mesleği devam ettirmek adına elimi taşın altına koydum ve bu dükkanı açtık. Çerkezköy İlçesinde Boran Arzuhalcilik, en küçük çocuğumun ismi. Bu mesleği devam ettirmek istedik. Amacımız, unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği hem tekrardan insanlarımıza anlatabilmek hem de her vatandaşın işini kolayca yapabilmesi için gerekli hissettim. Burası fabrikalar bölgesi ve vatandaşların gelir durumunun düşük olmasından dolayı her insanımızın avukata gitme korkusu var. Bunun sebepleri var. Avukatlar belki de haklı olarak yüksek meblağdan dilekçeler yazıp, görevini yürütmek zorunda kalıyorlar. Biz daha uygun bir şekilde vatandaşımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

TÜRKİYE GENELİNDE TEKRARDAN VÜCUT BULUR

Mesleğin, zannedilen kadar kolay olmadığını ve bir şekilde yeniden canlanması gerektiğini ifade eden Üldeş, “Arzuhalcilik göründüğü gibi çok da basite alınmaması gereken bir meslek. Çünkü, bize dilekçe yazmaya gelen vatandaş hak aramak için geliyor. Hak kaybına uğrayan insanlar geliyor. Hak kaybına uğrayan insanlara basit bir dilekçe yazmak yerine, gerçekten işe hakim vaziyette dilekçe yazılırsa, o vatandaşın derdine çözüm bulunursa ancak bu meslek ayakta kalabilir. Benim kanaatim, bu mesleğin bir statüye bağlanması, bu arzuhalciliğin her önüne gelenin bir bilgisayar alıp ‘Ben de bu işi yaparım’ diye ortaya çıkanın önünü kesmek lazım. Herkesin kendi mesleğini icra etmesi lazım. Biz yaklaşık 30 yılımızı verdik bu işe. 30 yıldan sonra halen eksiklerimiz var, halen araştırma yapmamız gereken hukuki bilgiler var. O nedenle vatandaşa sadece dilekçe yazmak değil de, yazdığın dilekçenin sonucunun alınması, o vatandaşın memnun olması. ‘Gerçekten de ben bu dilekçe ile hakkımı alabildim’ diyebilmesi bizi mutlu ediyor. Tabii ki bunun yanında giderlerimiz karşılayabilmek için bir ücret talep ediyoruz. Cüzi bir ücretle de vatandaşlarımızı memnun etmeye çalışıyoruz. Zannedersem bize gelenler memnun, biz de memnunuz.  İnşallah bu meslek daha saygılı bir şekilde bir kooperatifleşme şekliyle veyahut Adalet Bakanlığı’nın bir statüye bağlaması şekliyle Türkiye genelinde tekrardan vücut bulur.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim