İlk kitabı olan “Maşatlığa Kırlayan Kızan’ı geçtiğimiz yıl Nisan ayında okuyucu ile buluşturan Çerkezköylü Yazar Haluk Ecevit, Çerkezköy Bakış Gazetesi’ne konuştu. Kitabında hem çocukluk anılarını hem de bire bir yaşamadığı fakat büyükler tarafından kendisine anlatılan efsaneleşmiş, köyde anlatılagelen hikayeleri, anıları derleyen Haluk Ecevit, 2017 yılında okuyucu ile buluşturmayı planladığı ikinci kitabında da yine bu topraklardaki insanların yaşamlarını ele alacağını söyledi.

Çerkezköy Bakış -
İlk kitabı olan “Maşatlığa Kırlayan Kızan’ı geçtiğimiz yıl Nisan ayında okuyucu ile buluşturan Çerkezköylü Yazar Haluk Ecevit, Çerkezköy Bakış Gazetesi’ne konuştu.

GERÇEK OLAYLAR ANLATILIYOR

Yazmaya 2005 yılında şiir ile başladığını, sonrasında ise hikaye yazmaya başladığını söyleyen Ecevit, “2005 yılında ilçede yayın yapan bir gazetede şiirlerim yayınlandı. Şimdi o şiirlere baktığımda edebi olmadıklarını görüyorum. Benin esas mecram öykü yazalığıymış” dedi. ‘Maşatlığa Kırlayan Kızan’ isimli kitabının hikayesini de anlatan Ecevit “Kitap iki çeşit anlatımdan oluşuyor.  Bir tanesinde ben kendi içinde bulunduğum çocukluk dönemimi yansıtan 1980’lerin sonuna 1990’ların başına denk gelen dönemde bizzat kendi yaşadığım olayları yazdım. Diğer türde de kendim içinde olmadığım, şahit olmadığım, bire bir yaşamadığım fakat büyüklerim tarafından bana anlatılan efsaneleşmiş, köyümüzde anlatılagelen hikayeleri, anıları derlemeye çalıştım” dedi. Kitapta yer alan hikayeleri kişi ve zaman kavramlarının doğruluğuna bağlı kalarak kaleme aldığını kaydeden Ecevit “Toplam 1 yıllık çalışmamın sonucu bu kitap ortaya çıktı. Sadece yazma kısmı bir yıl sürdü” dedi.

YAZILI HALE GETİRMEK İÇİN YAZMAYA BAŞLADIM

Yanıkağıl sakinleri sosyal medya grubunda 2008’den beri yönetici olduğunu ifade eden Ecevit “Orada bazı paylaşımlarda bulunuyorum. Paylaşımlarımız ilk olarak fotoğraflarla başlamıştı. Daha sonra güncel olayları da yazmaya başladık. Fakat zamanla şöyle bir şey fark ettim. Biraz tarihimizi araştırdığımızda nerden, nasıl, ne zaman geldiğimiz belli. Fakat bizim gerçekten bizi anlatan acılarımızı, sevinçlerimizi, yaşam şeklimizi, kendimize göre örf ve adetlerimizi anlatan hiçbir yazılı kaynak yok. Bizde sadece dededen oğula, babadan oğula hikayeler sözlü anlatım şeklinde yayılmış fakat yazılı olarak daha sonraki nesillere aktarılmamış. Bunu görünce bu cesareti buldum kendimde. Kendi arkadaşlarım da bu konuda beni çok yüreklendirdiler. Ben de kendimde bu cesareti bularak böyle bir yazıma başladım” diye konuştu.

KİTAP OKUMAK ALIŞKANLIK HALİNE GELDİ

Çok okuyan biri olmadığını ifade eden Ecevit “İlk kitabımı bitirdiğimde 25 yaşındaydım. Çok kitap kurdu bir insan olmadım. Ama artık kitap okumak
alışkanlık haline geldi. Kitaplardaki hayatları öğreneyim diye değil, daha çok yazarların tarzlarını, olayları nasıl ele aldıklarını incelemek için kitap okuyorum” dedi.

ÖZ KÜLTÜRÜMÜZÜ YANSITSIN İSTEDİM

Kitabının isminin de kitapta yer alan bir öyküden geldiğini söyleyen Ecevit “Maşatlık Osmanlı imparatorluğu zamanında gayrimüslüm insanların öldüğünde gömüldüğü yerdi. Bizim köyümüzde de bizim mahallemizin bitişiği ile meraların başladığı yerde de eski yerleşime ait böyle bir Rum mezarı olduğundan bahsediliyor ve bu yerin adı maşatlık. Kırlamak Trakya’ya has bir kelime. Bırakıp gitmek, uzaklaşmak anlamında. Kızan da bizde ufak çocuğa verilen isim. Kitabın içinde böyle bir ana öykü var. Hikayede benim küçük yaşlarımda bir gün evdekilere kızarak sabah erken saatlerde ezanla birlikte evi terk edip o bölgeye kaçmam, kırlamak anlatılıyor. Kitap ismini buradan aldı. Kitabın ismi ile ilgili bazı tepkiler aldım. ‘Bu başkaları tarafından anlaşılmaz, niye başka bir şey düşünmedin’ gibi. Ben öncelikle bunun eğer olacaksa bize has, öz kültürümüzü yansıtan ve bizi her şeyimizle anlatan bir kitap olmasını istedim. Bu yüzden de bu ismi buldum” dedi.

TRAKYA AĞZI İLE ANLATILIYOR

Kitabın isminin Trakya’ya has kelimelerden oluşmasının kitaba ‘Sadece Trakyalılara yazılmıştır’ niteliği kazandırmadığını kaydeden Çerkezköylü yazar Haluk Ecevit “Bu kültürün, başkaları tarafından da öğrenilmesini sağlamak için böyle bir isim seçtim” dedi. Kitapta anlatıcı dışındaki dilin, Trakya’da kullanılan yöresel ağız olarak yazıldığını dile getiren Ecevit “Kitapta yer alan tüm hikayeler benim çocuğum gibi. Ama ‘Coni’ isimli hikayenin bende ayrı bir yeri var”
dedi.

YÖRESEL KELİMELER BARINDIRAN BİR İSİM OLACAK

İkinci kitap için hazırlıklara başladığını kaydeden Haluk Ecevit “2017 yılı içerisinde ikinci kitabımı okuyucu ile buluşturmayı hedefliyorum. O kitabın ismi de yöresel kelimeleri barındıran bir isim olacak. Benim çocukluğumun penceresinden bu toprakların, bu kültürün anlatıldığı bir kitap olacak” dedi.
Editör: TE Bilisim