Doğumla beraber ilk nefesi alarak zaman çarkına girmiş oluruz. Yıllar içinde çocukluk, gençlik derken hatıraları yâd ettiğimiz, şöyle geriye dönüp ah gençlik dediğimiz ihtiyarlık çağına kavuşuruz. Tabi ki bu Allah’ın yeterli ömür verdiği kimseler içindir. Daha bebek iken veya gençliğin baharında dünyadan göçenler hep vardır ve olacaktır. Bu da geride kalanlar için zaman konusunda çok dikkatli davranmak için ibretli bir durumdur. Zaman öyle bir varlık ki asla durmaz, yavaşlamaz, bir kenara koyayım sonra kullanayım diyebileceğimiz bir şey de değildir. Bu durum zamanı eşsiz bir konuma yükseltir. Ondan bir fayda görmek isteyen onu çok dikkatli kullanmalıdır. Boş geçirildiği takdirde tamamen çöpe atılmış olurken verimsiz kullananlar da zaman konusunda zarara uğramış olur. Tabiat, ay ve güneşin hareketiyle gece ve gündüz arasında bütün canlıların hareket tarzını oluşturur. Bitkiler, hayvanlar vesair varlıklar bu düzende hareket ederler. Doğada akıllı tek varlık olan İnsan ise varlığını devam ettirme gayesinin haricinde, bir de ebedi âlemi kazanmak ve Allah’ın rızasını elde etmek için iradesini kullanmak zorundadır. Kendisine verilen ömür içerisinde Allah’ın razı olacağı aynı zamanda kendisini de mutlu eden bir hayat tarzı oluşturması gerekir. Vahyin ve vahyi getiren Peygamberlerin varlığının sebebi, işte bu hayat tarzının nasıl olacağını insana öğretmenin zaruretinden dolayıdır. Demek ki saf akıl insanı tam mutluluğa ulaştıracak bir yetiye sahip değildir. Ancak vahyin rehberliğinde Peygamberin terbiyesi ve gözetiminde bu hedefi gerçekleştirebilir. İslam dini beş vakit namazla daha güneş doğmadan inananları namaz için kaldırır ve zamanın heba olmasını engeller. Öğle, ikindi ,akşam namazları belli aralıklarla adeta aman dikkat et zaman geçiyor bu günü eli boş olarak geçirme der. Nihayet yatsı namazı ile gecenin de zaman olarak değerine işaret eder ve geceden de nasibi unutma demek ister. Bu namazların farz olduğunu yani bir Müslüman için olmazsa olmaz bir görev olduğunu dikkate aldığımızda dinimiz bize Namazla aynı zamanda zamana hakim olma başarısı kazandırdığını idrak ederiz. Gerek eğitimde gerek iş hayatında zaman konusunda ne kadar başarılı olduğumuz konuşulması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.

Canab- Hakk ” O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul.” (İnşirah Sûresi, 7) âyeti ile zamanın değerine dikkat çeker. Yine İbn Abbâs’ın naklettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: “Sağlık ve boş zaman.” (Buhârî, Rikâk, 1) zaman bu yönüyle hazır verilmiş ve işletilmesi gereken bir sermaye gibidir. Öyle yerinde duran bir sermaye de değil yaz günü buz satan adamın “ sermayesi eriyen şu adama yardım edin, buz alın” sözünde olduğu gibi eriyen bir sermayedir zaman. Bir de madalyonun öbür yüzü vardır ki o daha tehlikelidir. O da insanın zamanını iyi değerlendirmediği gibi tam aksine zamanı kendisine ve çevresine zarar verecek kötü fiillerle doldurmasıdır.

Efendimiz (s.a.v.) “Benimle sizin misaliniz, ateş yakan bir adamın misali gibidir ki; hemen pervaneler, kelebekler o ateşin içine düşmeye başlarlar. O adam bunları kovalar. Ben de sizi cehennem ateşinden korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum. Halbuki sizler elimden kaçıyorsunuz.”(Yani sizler Rasûlullah s.a.v.’in emrettiklerini terk ederek ve yasakladıklarını da işleyerek ateşe düşmek istiyorsunuz.)(Hadis-i şerif, Müslim, Fedâil, 17) buyurarak kendisinin konumunu insanların kendilerine zarar vermesini önlemek olduğunu ifade ediyor. İnsan için Peygambere bağlılığın önemini ifade eden bu hadis ten anlıyoruz ki zaman denen şu hayat yolunda gerçek mutluluk İslam’a tam bir bağlılıkla mümkündür. Yoksa nispeten kısa süreli zevklerle oyalanır ve sonunda hüsrana uğramaktan insan kendisini kurtaramaz. “Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.” atasözümüzde ifade edilen gerçekle hiç kimse karşılaşmak istemez. Bu yüzden Efendimizin (s.a.v.) “Yarıncılar, erteleyenler helâk oldu.”(Müsned, I/139) buyurması rehberimiz olsun. Bu vesile ile 1443. Hicri yeni yılın bütün İslam alemine hayırla gelmesini Cenab-ı Allahtan niyaz ederim. Selam ve dua ile.

Yusuf DEMİRGÜL

Çerkezköy Müftülüğü İlçe Vaizi