Ölüm hepimizin başında… Neylersin?

Kim bilir, nasıl, nerede, ne zaman, kaç yaşında…

Tarih 2 Kasım Pazartesi.

Saat 16.21

İş yerinde çalıştığım esnada cep telefonum çaldı.

Arayan Pursaklar Polis Merkezi’nden bir polis memuru.

Telefondaki ses tonu büyük acının habercisiydi.

“Mustafa Aldoğan’ın nesi oluyorsunuz?”

- Buyurun, ben oğluyum

“Babanız trafik kazası geçirdi.”

Belli ki emir mülkün sahibindendi.

Babam için dünyadan tahliye kararı verilmişti.

Gönül dünyam bir anda alabora oldu.

Gök kubbenin sanki üzerime düştüğünü hissettim.

Acım derin ve çok büyüktü.

Çaresizlik içerisinde karayoluyla aile efradı ile birlikte Ankara’ya ulaştık.

Çerkezköy - Ankara hattında uzun süren yolculuğumuzda bizlere ulaşan derin acımızı hiç durmadan paylaşan dostlarıma müteşekkirim.

Ankara’daki evimize gittiğimizde her defasında bizleri yüzündeki o narin tebessümle karşılayan "oğlum hoş geldin" deyip boynumuza sarılıp iki gözümden öpen babam Hakka yürümüştü.

Bu sefer gözü yaşlı annem, kız kardeşlerim ve akrabalarımız karşıladı bizleri.

Fatihalar ve dahi tevhidlerle günün ilk ışıkları altında kabristanın yolunu tuttuk. Kıymetli büyüklerimizle birlikte yapılması gereken dini görevleri gönül huzuru içerisinde dualarla yaparak kıyamet günü rabbimizin huzuruna çıkacak beyaz elbisesini giydirdik Babama.

Adeta bizlere tebessüm ediyordu.

Musalla taşına çıkan her fani gibi bizlere son kez en önemli nasihatini yaparak fani âlemden ebedi âleme olan yolculuğunun sonuna gelmişti. Cenazesine katılmak için yollara düşen dostları onu yalnız bırakmadılar.

Cenaze namazını Yusuf Aydın ağabey kıldırdı. Allah razı olsun.

Sevenlerinin omuzlarında ulaştı aile mezarlığına.

Vasiyeti üzerine Ankara Bağlum mezarlığındaki o çok sevdiği Seyyid Abdulhakim Arvasi Hazretleri başta olmak üzere anne, baba ve kardeşlerinin yanına defnedildi.

Ebedi istirahatgahına, Fatihalar ve Yasinler eşliğinde yerleştirdik. Okunan dualarla Hakk'a uğurladık babamı.

Dostlarım, vakti geldiğinde ne bir an geri bırakır, ne bir an ileri alınır ölüm.

Mümin için, ölmek yoktur. Ölüm, mümin için sonsuzluğa gitmektir.

Ruhun şâd, mekanın cennet olsun canım babam!