Çerkezköy Bakış - 2012 yılından bu yana yayın hayatını sürdüren Çerkezköy Bakış Gazetesi, ‘Hayattan kesitler’ yazı dizisi ile vatandaşların ihmal ya da bir kaza sonrası yaşadıkları göz yaşartan hikayelerini sayfalarına taşıyor. Sezaryen ameliyatının ardından hayatı altüst olan ve yaklaşık 15 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat sürmek zorunda kalan Civan, yaşadığı zorlu süreci anlattı.  Aslen Edirne Keşanlı olduğunu belirten Civan, “19 yaşında evlendim, 20 yaşında ilk çocuğumu kucağıma aldım. 1997 yılında da ikinci çocuğuma hamile kaldım. İlk çocuğumu sezaryen doğurduğum için ikincisinde de mecburen sezaryen doğum yapmak zorunda kaldım. Doktora gittiğimde günlerden cumartesiydi. Ameliyat için doktoru evinden çağırdılar. Doktor ameliyata girdi. O zaman biz bilmiyorduk doktor alkol almış. Para kazanmak adına alkollü olduğunun bilinciyle ameliyatıma girmiş. Ameliyat esnasında sinir damarımı kesmiş. Sinir damarımı kestikten sonra zamanla 3-4 yıl içinde yavaş yavaş sinirler ölmeye başlamış. Benim sebepsiz yere düşmelerim başladı. Sonrasında araştırmaya başladım. 4 yıla yakın bir süre İstanbul Çapa, Cerrahpaşa ve Samatya Hastanelerine gittim geldim. Düşmelerimin sebebini uzunca bir süre araştırdılar. O 4 yılın sonunda bir doktor bana ameliyat geçirip geçirmediğimi sordu. Bende basit bir sezaryen ameliyatı olduğumu söyledim. Bu ameliyat esnasında sinir damarlarımın kesildiğini bu sebeple kaslarımın zayıfladığını, güçsüzleştiğini ve etkisini kaybettiğini söyledi. Bu sözleri duyduğum an dünya başıma yıkıldı. Bana müsküler distrofi (kas hastalığı) ve ataksi (uzuvların herhangi birisinde beceriksizleşme veya koordinasyon kaybı anlamına) teşhisi kondu.
 

‘BİR DAHA ÇOCUĞUMU KUCAĞIMA ALAMAYACAKTIM’

Bir daha kocamın koluna girip gezemeyecektim ve çocuğumu kucağıma alamayacaktım. Yürüme şansım çok zordu kendime eve kapadım. 4-5 yıl boyunca hiç kimseyle görüşmek istemedim ve konuşmadım. Çünkü dışarı çıktığımda çevremdeki komşularım tarafından gelen ‘Ne oldu sana ?’ soruları beni çok üzüyordu. Bu gibi sorulara cevap vermemek için sabah eşimi işe yolcu edip  çocuğumu da okula gönderdikten sonra kapımı kilitleyip perdelerimi çekip tek başıma evde oturuyordum, ta ki 2006 yılında TSD Çerkezköy Şubesi ile tanışana kadar. Şube ile tanışana kadar ben sakat olduğumu hiçbir zaman kabul edemedim. İlk üyeliğimi TSD Çerkezköy Şube Başkanı Hayrettin Çetinkaya yaptı. Sonrasında belediyeye vermiş olduğu dilekçe üzerine belediye tarafından tekerlekli sandalye temin edildi. Derneğe gidip geldikçe orada mutlu olduğumu aslında hiçbir farkım olmadığını hissettim. Burada vakit geçirdikçe yönetimdeki arkadaşlarla daha samimi oldum. Sonrasında da yönetim de yer alıp daha aktif oldum. Şuan da engelliyim ama yapamayacağım bir şey yok. Bütün sıkıntılarımı aştım eskiden bana acıyarak baktıklarında gözlerim dolardı artık bana kimsenin acımasını istemiyorum çünkü olanağım olduğu sürece güçlü bir kadınım.


 

‘SADECE BİR SAKATIM’

Ben sadece bir sakatım ne bir dilenciyim ne de yardıma muhtaç biriyim. Tabiki ufak yardımlara muhtaç olabilirim ama yollarım bana göre olursa kaldırımlarım bana göre olursa dükkanlarım mekanlarım bana göre olursa ben her işimi kendim yaparım. Bu imkanlar olursa o zaman kimseye muhtaç kalmayız. Zamanın da arkadaşlarım mağazanın içine giriyordu ben kapının dışında bekliyordum benim tarzıma uygun olan kıyafetleri seçip kapıda bana gösteriyorlardı bu şekilde alışveriş yapıyordum, bu duruma çok üzülüyordum. Bugün dışarı çıktığımda bankaya gidip kendi işimi yapabiliyorum alışverişe çıktığım zaman mağazalardan kendi kıyafetimi seçip alabiliyorum. Bize bu imkânı sağladıkları için engelliler adına ve kendi adıma teşekkür ediyorum. Bankalar konusunda İNG Bank Çerkezköy adına örnek yapılanmaya gitti ve bizler için özel bankamatikler getirdi. Bu duyarlılığı bütün bankalardan istiyoruz.
 

‘SAKATIZ DİYE SOKAĞA ÇIKMAYACAĞIZ ANLAMINA GELMİYOR’

Sakatız diye toplumun içinde var olmayacağımız anlamına gelmiyor. Bizde herkes oturduğu bir kafede oturup çay içebiliriz. Alışverişimizi herkes gibi yapabiliriz. Artık ön yargıların kırılmasını istiyoruz. Sonuçta aynı şeyi yiyoruz aynı havayı soluyoruz. Bina yaparken müteahhit ve belediyemizden sakatlarla ilgili daha duyarlı olmasını bekliyorum en azından engelli rampası yapılabilir sonuçta bu rampadan sağlıklı insanlarda çıkabilirler. Tabi ki eksiklikler var ama gün geçtikçe daha da iyiye gideceğine inanıyoruz. Bizim bin 305 üyemiz var ve bunların hepsi aynı sorunu yaşıyor. Bizim gibi göz önünde olamayan arkadaşlarımızda var. Toplum kabullensin ki o arkadaşlarımızda rahatlıkla dışarı çıkabilsin.
 

‘ENGELLERİMİZİ KALDIRABİLİRSİNİZ’

Toplum içinde çok tartışılıyor sakat denilmesin engelli denilsin diye. Önümüzdeki engeli sizler kaldırdığınız sürece bizler engelli değiliz sakatız. Engelimizi bir şekilde sizlerin yardımıyla aşabiliriz ama sakatlığımızı düzeltebilir misiniz? Bizler sadece önümüzdeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Artık Çerkezköy halkı bilinçlendi eskiye oranla yüzde 80’lik bir iyileşme söz konusu en azından bizler toplum içinde rahat bir şekilde gezebiliyoruz. Elbette kaldırımlarımızda yollarımızda eksiklerimiz kusurlarımız var fakat onlarda zamanla yapılıyor.
 

‘MİNİBÜSLER BİZİ GÖRMÜYOR’

Şuan en büyük sıkıntılarımızdan biri minibüs problemidir. Çoğu şoför engelli bir vatandaş gördüğünde almak istemiyor ya da araçta eksiklikler olduğundan dolayı engelli rampasını açamadığını iddia ediyor. Ricamızdır ki bu konu da bir düzenleme getirilmesini istiyoruz.’ dedi.

Editör: TE Bilisim