Çerkezköy Bakış - İlk olarak Çerkezköy Şehitliği’nde çelenk sunma töreni düzenlendi. Saat 09.30’da düzenlenen çelenk sunma törenine Çerkezköy Kaymakamı Murat Duru, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Osman Akyıldız, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcısı Burak Yılmaz, şehit aileleri ve yakınları, gaziler, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, STK temsilcileri, muhtarlar, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNE İLİŞKİN KONUŞMA YAPILDI

Çerkezköy Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Çerkezköy Belediye Başkanlığı ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Çerkezköy Temsilciliği çelenklerinin Çerkezköy Şehitliği’ne sunumunun ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşımız okundu.
Günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma gerçekleştiren 3. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda görevli Teğmen Burhan Sarı, “Kutsal vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden, isimlerini kalbimize yazdığımız aziz şehitlerimizi bu anlamlı günde bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Aynı zamanda bugün 107 yıl önce 18 Mart 1915'te şanlı ordumuzun Çanakkale'nin geçilemeyeceğini tüm dünyaya gösterdiği destansı bir zaferin Çanakkale Deniz Zaferi’nin de yıl dönümüdür. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, milletimizin kahraman evlatlarının emsalsiz fedakarlıklarıyla kazanılan bu zafer, millî mücadelemize ilham verirken Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden bu yolda çok önemli bir kilometre taşı olmuştur. İtilaf devletleri donanmasının 18 Mart 1915'de Çanakkale Boğazı’nı geçmek için başlattığı taarruz, Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar ve Türk topçusunun son derece isabetli atışlarıyla başarısız olmuş ve itilaf devletleri donanması savaş gücünün üçte birini kaybetmiştir. Bu durum karşısında itilaf devletleri donanması boğazı terk etmek zorunda kalmıştır. Yaşadıkları bu hüsranın Çanakkale Boğazı’nın ardından geçilemeyeceğini anlayan itilaf devletleri, 25 Nisan 1915 tarihinde denizden Gelibolu Yarımadasına çıkarma yaparak boğazı karadan geçmeyi denemişler ancak Çanakkale Savaşlarında askeri bir deha olarak ön plana çıkan Yarbay Mustafa Kemal’in çok isabetli ve ileri görüşlü muhakemesi neticesinde hedeflerine ulaşamamışlardır. Şanlı tarihimizde bütün ihtişamıyla yerini alan ve tüm dünyaya karşı azmin, cesaretin ve fedakârlığın sayısız örneklerinin sergilendiği Çanakkale Savaşları, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda asil Türk milletinin hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en zor şartlar altında dahi neleri başarabileceğinin en güzel örneklerinden birisidir. Çanakkale Zaferi, biricik evlatlarını şefkat ve muhabbetle bağrına basıp cepheye uğurlayan cefakâr anaların ve o analarının elini öperek "hakkını helal et şefkatli ana, canım feda olsun kutsal vatana" sözleriyle karşılık veren yiğit ve kahraman Mehmetçik’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte yazdığı destandır. Başta Büyük Önder Atatürk olmak üzere, gerektiğinde vatanı için "şehit" olmayı en şerefli görev olarak kabul eden, 7'sinden 70'ine, kadın erkek tüm Anadolu insanı bu zaferden aldıkları güçle Kurtuluş Savaşı’nı başlatmışlar ve işgal altındaki vatan topraklarını kurtararak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır. Hayatını bu cengâver erlere komuta ederek geçiren "dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir" diyerek bu kahramanları takdir eden Büyük Önder Atatürk’le aynı duyguları paylaşan bizler şehitlerimizi bir kez daha saygı ve şükranla yad ediyoruz.” dedi.

“DÜNYA VAR OLDUKÇA BU TOPRAKLAR TÜRK YURDU OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

Konuşmasında Çerkezköylülere seslenen Sarı, “Kıymetli Çerkezköylüler ülkemizin bugün ulaştığı seviye başta Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı olmak üzere, Kore’de, Kıbrıs’ta, teröristle mücadelede ve sınır ötesinde icra edilen ve kahraman gazilerimizin eseridir. Harekatlarda hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimizin asil milletimizin var oluşunun, birlik ve beraberliğinin ölümsüz sembolleri olan şehitlerimizin manevi varlıkları, tarih ve millet bilincimizin korunmasında ve sahip olduğumuz milli ve manevi değerlerimizin genç nesillere aktarılmasında en değerli hazinedir. Bu nedenle, şehitlerimizin aziz hatıraları nesilden nesile sonsuza dek yasatılacaktır. Aziz şehitlerimizin yüreklerimizde yaktıkları ateş, vatanımıza yönelecek her türlü tehdide karşı vereceğimiz mücadelede, sarsılmaz inancımıza, tükenmez gücümüze sonsuz kaynak teşkil etmektedir. Bir kez daha ifade etmek isterim ki, ülkemizin birliğine göz diken düşmanlarımızın ve terör örgütlerinin kutsal vatan topraklarına yönelik tüm tehditleri, dün olduğu gibi bugün de, asil Türk milleti ve onun bağrından çıkmış aziz şehitlerimizden ve kahraman gazilerimizden ilham alan şanlı ordumuz tarafından bertaraf edilecektir. Türk vatanının kutsallığını, Türk milletinin namusunu ve Türk bayrağının sanını canından üstün tutan aziz şehitlerimiz sizleri bizden ayıran ölüm, size olan bağlılığımızı asla koparamayacak, kutsal emanetiniz olan Türk vatanı, ilelebet hür kalacaktır. Sizlere söz veriyoruz ki; Çanakkale’ler sonsuza dek geçilemeyecek, gök kubbeden ay yıldızlı al bayrak hiç inmeyecek, dünya var oldukça bu topraklar Türk yurdu olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

ŞEHİTLERİMİZ İÇİN DUA EDİLDİ

Daha sonra protokol üyeleri ve şehit aileleri Çerkezköy Şehitliği’ndeki şehit kabirlerine karanfil bıraktı ve dualar etti.

ÇERKEZKÖY ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’NDE PROGRAM DÜZENLENDİ

Çelenk sunma töreninin ardından Çerkezköy Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan anma programı Çerkezköy Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Gümüş yaptı.
Gümüş konuşmasında “Tarih, bundan 107 yıl önce dönemin en teknolojik orduları karşısında; imanın, azmin, fedakarlığın zaferine şahitlik etmiştir. Yüz binlerce vatan evladı bu vatanın bedelini ödemek üzere cepheye çağrılmış vatan ve istiklal uğruna savaşmışlardı. Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından koşar adım gitmeli onların arkasından. Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından ileriye atılmak ve sonra dönmemektir. Çanakkale... Çanakkale istiklal ve istikbalimizin kalesi, serden geçen, vatandan geçmeyen milletimizin sevdası Çanakkale. Bir milletin var oluş mücadelesi olan Çanakkale Zaferi geçmişten günümüze milletimizin vatan anlayışının akıllarda ve gönüllerde yer ettiği son noktadır. Sözcüklerin, cümlelerin yetersiz kaldığı o nadir anlardan biridir Çanakkale. 15’li 20’li yaşlarda, bir daha geri dönmemek üzere gidenlerin, kalem tutacak yaşta olanların cepheye gittiği için kapanan okulların hikayesi, ardında bilinmedik nice sevdalar bırakan en gerçek, en şerefli kahramanların adının tarihe yazıldığı yerdir Çanakkale. Dile kolay görünse de bazı şeyleri konuşmak, anlatmak zordur. Çünkü anlattığımız, seslere kelimelere, cümlelere sığdırmaya çalıştığımız bir milletin var oluş mücadelesidir. Anlatmaya çalıştığımız yüzlerine bile bakmaya kıyamadığımız ana kuzularının, yavukluların, Mehmetlerimizin bu toprağı kanlarıyla vatan yapmalarının hikayesidir. Bu hikayede babalar evlatlarını omuzlarında taşır. Sınırlı sayıda morfin olduğu için evladı can çekişirken başka Mehmetleri evladına tercih edenlerin hikayesidir. Babasına sarılıp uyuyamadığı için babasının resmine sarılıp uyuyan kızların hikayesidir. Bu hikaye “ben babamın en hüzünlü yanıyım...” diyenlerindir. Aş eren eşine erik alırken, ensesinden haince vurularak Şehit olan Nejdet’imizin hikayesidir. Sonra en sevdiklerimizin fotoğraflarını yakamıza iğneledik, iğnenin ucu defalarca yüreğimize battı diye yaşayanların hikayesidir. 7 sene sonra vatanına tabutun içinde kavuşanların destansı hikayesi, vatan aşkı için yarım kalan aşkların, nikahı kıyılıp düğünü cennete kalanların, “Bizim düğünümüz şehadet şerbeti içtiğimiz gündür.” diyenlerin hikayesidir bu. Süresi olmayan hasretin hikayesidir bu, her Cuma günü evimin karşısındaki şehitliğe gelip, oğlunun soğuk mezar taşlarını öperek yüreğini ısıtan Suna annenin hikayesi bu. Her yanına vardığımda “Uzun zaman oldu Dinçer’ime gidemedim, beni Dinçer’ime götürür müsün” diyemeyen Nilüfer annenin hikayesi… “Bir yıldız vardır kanından yadigar, bir de hilâl. Unutma sakın çocuk! Sadece bir cadde adı değildir İstiklal”. Bu hikaye şehitler tepesini boş bırakmayanların, al bayrağı vatan toprağında dalgalandıranların hikayesidir. Vatanını ve hürriyetini canı pahasına korumaya kararlı bir millet karşısında durabilecek hiçbir güç yoktur. Geldiler, gördüler ve döndüler binlerce askerle ve dönemin teknolojik silahlarıyla beraber tıpkı 1071’den beri gelip görüp döndükleri gibi… Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Tarihlerini bilmeyen milletler, başka milletlerin avı olurlar.” sözünün en bilinen örneği Çanakkale’dir, bu vatandır. Çanakkale ruhunu Mustafa Kemal Atatürk’ten dinleyelim: Karşılıklı siperler arasında mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak… Birinci siperdekiler, hiç birisi kurtulmamacasına kamilen şehit düşüyor. İkinciler onların yerine geçiyor. Fakat ne gıptaya şayan bir soğukkanlılık ve güven anlayışı biliyor musunuz? Öleni görmüyorlar, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir korku ve endişe bile göstermiyor, sarsılmak yok. Okumayı bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler şehadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kudretini gösteren hayrete değer ve tebrike şayan bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale savaşlarını kazanan bu yüksek ruhtur...” Sözün kifayet edemediği bu destansı zaferi bir de Akif’ten dinleyelim. Asım’ın nesli... Diyordum ya...nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar. Ben de bugünün vesilesiyle her zaman yapmamız gerektiği gibi Şehit ailelerimizi annelerimizi saygıyla selamlıyorum, Onlar bize, ardına bakmadan şehadete yürüyen kahramanlarımızın emaneti... Komando vurulunca değil unutulunca ölür diyen Birhan Er’i ve bu ülkenin şehitlerini unutmayın. Babasının mezarındaki çiçekleri öpen çocukları. Ama şehit düşürenleri de hiç unutmayın. Rabbim bizlere şehitlerimizin emanetini ruhlarını incittirmesin. Ve onların şefaatlerine nail eylesin. Ve yine kolsuz yaşanır, bacaksız yaşanır ama vatansız yaşanmaz diyen gazilerimize selam olsun” ifadelerine yer verdi.

SUNUM YAPILDI

3. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda görevli Üsteğmen Harun Karadavut’un 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısı ile bir sunum yapmasının ardından Çerkezköy Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan ‘Çanakkale Geçilmez’ adlı oratoryo gösterisi sunuldu. 

DERECEYE GİREN ÖĞRENCİLERE ÖDÜLLERİ VERİLDİ

Daha sonra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü nedeni ile düzenlenen resim, şiir ve kompozisyon, mektup, afiş yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri Çerkezköy Kaymakamı Murat Duru, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Osman Akyıldız ve Belediye Başkanı Vahap Akay tarafından verildi. Resim yarışmasında Yunus Emre İlkokulu öğrencisi Berfu Cansever birinci, Kızılpınar İlkokulu öğrencisi Elif Su Görmez ikinci, Tepe ilkokulu Öğrencisi Hayrünnisa Yüce üçüncü oldu. Şiir yarışmasında Metin Seçkin Ortaokulu Öğrencisi Elif Nur sima Batur birinci, 125. Yıl Ortaokulu Öğrencisi Elanur Akan ikinci, Fatih Sultan Mehmet İmam Hatip Ortaokulu Öğrencisi Zehra Akçay üçüncü oldu. Kompozisyon yarışmasında Pakize Narin Anadolu Lisesi Öğrencisi Sevim Polat birinci Ticaret ve Sanayi Odası Anadolu Lisesi Öğrencisi Kübra Babür ikinci, Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası Trakya Anadolu Lisesi Öğrencisi Sudenur Töngel üçüncü oldu. Mektup yarışmasında Metin Seçkin Ortaokulu öğrencisi Elif Hiranaz Tokay birinci, Veliköy İmam Hatip Ortaokulu Öğrencisi Firdevs Erkaymaz ikinci, Yusuf Şenel Ortaokulu Öğrencisi Ömür Gülsüm Şahin üçüncü oldu. Afiş yarışmasında Özel Çerkezköy Uğru Anadolu Lisesi Öğrencisi Ece Kılıç birinci, Hacı Fahri Zümbül Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Öğrencisi Alsu Karakaş ikinci oldu. Ödül töreninin ardından program sona erdi.

Editör: TE Bilisim