Çerkezköy Bakış - Saadet Partisi Çerkezköy İlçe Başkanı Mehmet Kalyon, kongreyle genel başkanlığa Temel Karamollaoğlu’nun geldiğini söyleyerek “Türkiye’nin Saadet’e ihtiyacı var. Bilge başkanımız Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın emanet ettiği davayı yere düşürmeyeceğiz” dedi.

KAHVALTI PROGRAMI DÜZENLENDİ

Çınar Restaurant’ta dün saat 10.00’da düzenlenen programa Saadet Partisi Tekirdağ İl Başkan Yardımcısı Murat Vakitçi, İl Teşkilat Başkanı Mehmet Ayhan, Saadet Partisi Çerkezköy İlçe Başkanı Mehmet Kalyon ile İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.

“NÖBET DEĞİŞİKLİĞİ”

Açılış konuşmasını Saadet Partisi Çerkezköy İlçe Başkanı Mehmet Kalyon yaptı. Türkiye’nin Saadet’e ihtiyacı olduğunu söyleyen Kalyon “Genel başkanlığımız nöbet değişimiyle genel başkanlığa Temel Karamollaoğlu’nu seçmiştir. Genel başkanımıza başarılar diliyorum. Genel başkanımız ‘daha çok istişare, daha çok halkın dertleri ile dertleşmek,, farklılıklar bize zenginlik katacak. Tedavi edici formüller üretmekle mükellefiz. Birleştirici bir uslüp, milli ve yerli kalarak ülkemizin dinamiklerini harekete geçirerek, milli görüşcüler masum ve mazlumların ümidi, sömürgeci güçlerin korkulu rüyasıdır’ diyor.

“DAVAYI YERE DÜŞÜRMEYECEĞİZ”

Bilge başkanımıza Erbakan hocamızın emanet ettiği davayı yere düşürmeyeceğiz. Birleştirici, kenetleyici reçetelerin sahibi milli görüşcülerin bekleyecek zamanı yoktur. Genel başkanımızın dediği gibi Türkiyemiz, tam bir çıkmaz sokaktadır. Bu sokaktan çıkmak için AB’den, obezite ekonomisinden ve ABD ittifakından vazgeçerek milli politikaya dönülmelidir.”

“COŞKUYLA YAPILDI”

Kalyon’un konuşmasının ardından İl Başkan Yardımcısı Murat Vakitçi bir konuşma yaptı. 30 Ekim tarihinde Ankara Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen kongreye değinerek konuşmasına başlayan Vakitçi “ On binlerce teşkilat mensubumuzun akın ettiği kongrede cennet mekan Erbakan Hocamızın vefatından sonra Genel Başkanlık görevini yürüten Prof. Dr. Mustafa Kamalak bu kutlu görevi Temel Karamollaoğlu Bey'e devretti. Milli Nizam Partisini, Milli Selamet Partisini, Refah Partisini, Fazilet Partisini, Saadet Partimizi kurarken hangi ruh ve heyecana sahipsek, bugün de aynı coşku ve heyecanla bu kutlu hedefe yürüyoruz. Çünkü bizler ezelden ebede devam eden bir yolun yolcularıyız. Yeryüzünde tek bir mazlum kalmayana dek devam edecek bir mücadelenin mensuplarıyız.  Prof. Dr. Mustafa Kamalak Bey bugünden sonra da bir ağabeyimiz, bir kardeşimiz olarak bizlerle omuz omuza yürümeye devam edeceğini söylemiştir. Hep söylediğim gibi 'Bizler bu davaya koltuk ile değil yürek ile bağlıyız' ifadelerini kullanmıştır. Hocamızın dediği gibi 'Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım' diyerek görevi Temel Karamollaoğlu Bey'e teslim etmiştir.” dedi.



“YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ SÜRDÜRÜYORUZ”

Hiçbir zaman tereddüt etmeden 4 partilerinin kapatılmasına rağmen inandıkları yolda yürüdüklerini kaydeden Vakitçi: “Biz niye bu davayı yürütüyoruz? Biz Allah rızası için bu çalışmayı yürütüyoruz. Dünya menfaatleri için bunu yapmıyoruz. Mazlumların yanında olduğumuzu, bütün gücümüzle çalışacağımızı, her yolda gayret göstereceğimizi dünyaya ilan ediyoruz. Bu yolda bizden ayrılan kardeşlerimiz de oldu ancak bizler bu yolda ilerliyoruz. Adil bir dünyanın kurulmasıyla çalışıyoruz. Hak hakim kılınmadan adalet tesis edilemez. Bunun tarifini doğru yapmamız icabet eder. Biz hiçbir zaman tereddüt etmeden yürüyoruz. 4 partimiz kapatılmasına rağmen halen yürüyoruz” ifadelerine yer verdi.

“OBEZİTE EKONOMİSİ”

Ülke ekonomisine yönelik eleştirilerde bulunarak konuşmasını sürdüren Vakitçi “Şuanda dünya insanlarının karşılaştığı en büyük hastalıklardan birisi obezitedir. İnsanlar yiyor, şişiyor ama gücü de azalıyor, ayakta duramıyor. Şimdi bizim de ekonomimiz obeziteye benziyor. Rakamların büyümesi, ekonomik değerlerin artmasıTürkiye'nin güçlenmesi anlamına gelmiyor. Şuanda Türkiye'de kalkınıyoruz diye ne yapılıyor? Otoyollar, havaalanları, tüp geçitler. Bunların hepsi güzel şeyler. O yolu kendi ürettiğimiz iş makineleri ile yapmalıydık. O yolun üzerinden giden arabaları biz üretmeliydik. Dünyanın en gelişmiş uçakları Amerika'dan alacağız. Bir uçak kaç 98 milyon dolarmış. Tüccar mantığı. Gavurdan aldığımız silah ile kendimizi savunamayız. THY'yi geliştiriyoruz ama parası onların cebine giriyor.
Vatandaşımız faiz batağında debelenmektedir. Gençlerimiz, uyuşturucu, alkol, ve gayri ahlaki bir yöneliş içindedir. Görsel basınımızdan  maalesef toplum yapımızı zedeleyen yayınlar yapmaktadır. Tarımda ise topraklarımız zehirleniyor. Kaliteli tarım arazileri sanayiye açılarak ziyan ediliyor. Sanayileşme  belli noktalara toplanarak yaygın bir kalkınma olmadığı için göç yaşanmaktadır. İnsanımız doğduğu topraklarda doyamamaktadır. İktidar da maalesef diyorum saydığım bu sorunları aynen bizim gibi telaffuz ediyor. Niye maalesef diyorum. Çünkü onlar çözüm makamındalar, mazeret üretme makamında değil.” ifadelerine yer verdi.

“İÇİMİZE SİNDİREMİYORUZ”

İsrail ile yapılan anlaşmayı da eleştiren Vakitçi şöyle devam etti: “İsrail ile yapılan anlaşmayı içimize sindiremedik. Ortadoğu'daki bütün planlar siyonizm menşelidir. Biz buna rıza gösteremeyiz. İsrail'in karşısında ayakta durabilecek tek güç odağı Türkiye'dir. Bunu hiçbir zaman unutmamanız icabet eder. "Dünyadaki bütün sistem İsrail'in korunması üzerine tavır belirliyor. Hiçbir zaman İsrail zulmü ne BM'de ne de Avrupada açıkca kınanamamıştır."
"İsrail'le anlaşmayı doğru bulmuyoruz. Abluka devam ediyor. Bu anlaşma ile İsrail'in hunharca katlettiği şehit vatandaşlarımızın ailelerinin hukuki olarak haklarını almalarının önünü kesmiş olduk. Bu olmaz."

“KUCAKLAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR”

“Ülkeye dışarıdan bir tehdit gelmesi halinde yapılacak ilk iş, iktidarın ve muhalefetin kucaklaşmasıdır.” diyen Vakitçi şu değerlendirmelerde bulundu: “Herkes yanlış yapabilir, iktidarın yanlışları da olabilir. Onları hırpalayarak değil doğru bildiğimiz noktaya ikaz ederek çekmemiz lazım. Muhalefetin de hırçınlaşmaması lazım. Onlarda da yanlış olur, yanlış olmasa, farklılıklar olmasa zaten siyasi partiler olmaz. O halde onların da sükunet içerisinde ama kararlılıkla elbette doğru bildiklerinin üzerinde durmaları gerekir. Şu anda Türkiye her yönden kıskaca alınmak isteniyor. Terör çok açık, net, dış destekli. Bu az değil, 30 küsur senedir devam ediyor. Türkiye direndi ama şimdi bu canımızı iyice yakacak bir tarzda şehirlere kadar indi. Ekonomik yönden sıkıntıya doğru itiliyoruz. Aynı zamanda da dost olmamız gereken ülkelerle, çeşitli bahanelerle aramıza bir şeyler sokularak kavga etmeye başladık. Bunlardan, bu atmosferden de kurtulmamız gerekir.

“HUSUMET BESLEMEYİZ”

Saadet Partisi olarak ne iktidar ne de muhalefete husumet beslemeyiz. "Türk siyasi hayatına bu sözlerimizle bir mesaj vermek isteriz. Kimseye karşı bir husumetimiz yok. İktidardaki parti müntesipleri ile biz yıllarca beraber siyaset yaptık, bizim kardeşlerimiz ama yanlış bildiğimizi söyleriz, hakaret ederek onları küçük düşürmek için değil. Muhalefetle de biz geçmişte yeri geldi çekişmenin içerisine girdik, yeri geldi hükümetlerde koalisyon kurduk, seçim ittifakları yaptık. Bugün onlara da tavsiyem, evet Türkiye'de bugün birtakım yanlışlar var ama bunların suhuletle çözülmesi yoluna gidilmesi daha isabetli olur.”

“YÜREKLERİMİZE SETLER KURAMADILAR”

Prof. Dr. Necmettin Erbakan öncülüğünde bir hak mücadelesi, onur, izzet, haysiyet ve şeref mücadelesinin verildiğini kaydeden Vakitçi özetle şunları söyledi: “Partilerimiz kapatıldı. Yollarımıza tuzaklar kuruldu. Ancak hiçbir zaman azmimizi ve inancımızı kaybetmedik. Binalara kilit vurulduğunda bitip tükeneceğimizi sananlar, yüreklerimize setler, engeller kuramadılar.  Davamıza olan inancımız ilk günkü inancından zerre kadar bir şey kaybetmedi. Verdiğimiz mücadeleye bugün daha fazla ihtiyaç olduğu aşikardır. Biz hala Fetih marşını dinlerken kendimizden geçiyor, Fetih ruhunu bütün benliğimizde hissediyoruz.

“BİZ BURADAYIZ”

Biz buradayız, yaşanmış olmuş bitmiştir. İlk günkü heyecanımızla, kusur aramadan, sadece ve sadece kardeşlik hukuku gereği hatırlatma görevimizi yapmak adına bir selam alıp vermişliğimiz olan bütün kardeşlerimizi Nizam’a, Selamet’e, Refah’a, Fazilet’e, Milli Görüşe yani Saadet Partisi’ne davet ediyoruz. Bu çatı bütün kardeşlerimizi alır.”

KONGRELER 2017’DE TAMAMLANACAK

Murat Vakitçi, basın toplantısının son bölümünde güncel gelişmeler hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Kongre sonrasında yeni bir yapılanmaya gidildiğini söyleyen Murat Vakitçi, oluşturalacak raporların ardından yol haritasının çıkarılacağını kaydetti.

“TÜRKİYE’NİN YERİ İSLAM BİRLİĞİ’NDEDİR.”

İl ve ilçe kongrelerinin 2017 yılında tamamlanacağını kaydeden Vakitçi, sözü Avrupa Birliği ile yaşanan gelişmelere değindi. Türkiye’nin yolunun İslam Birliği olduğunu söyleyen Vakitçi “Türkiye’nin yeri ne AB ne ABD nede Şangay beşlisidir. O birliklerin İslam coğrafyasını ne hale getirdiğini hep birlikte görüyoruz. Adil düzen için tek yol Prof. Dr. Necmettin Erbakan döneminde temeli atılan D-8 birliğidir.” dedi.

“BU NE YAMAN ÇELİŞKİ”

Başbakan Binali Yıldırım’ın yapılandırmalara ilişkin kullandığı ifadeleri de eleştiren Vakitçi şunları söyledi: “Başbakan sayın Binali Yıldırım, yapılandırmalarla birlikte 117 milyar lira devlete gelir geleceğini söylüyor. Yapılandırma yapmayanlarla birlikte vatandaşın borcunun 680 milyar lira olduğu ifade ediliyor. Bu ne yaman çelişkidir.”
Editör: TE Bilisim