Çerkezköy Bakış - Hipertansiyon rahatsızlığının günümüzde dünyada yaygın olarak görülen kronik hastalıkların en başında geldiğini ifade eden Demirkol, “Türkiye'de 15 milyon kişide görülmektedir. Her 3 vatandaştan biri yüksek tansiyon hastalığının belirtilerini taşımaktadır. Bu hastaların yaklaşık olarak yüzde 5-6’sı etkili bir tedavi ile sağlığına kavuşabilir.” dedi.

Kardiyoloji Uzmanı Demirkol “Damarın içindeki kanın damar duvarlarına yaptığı yüksek basınca hipertansiyon diyoruz. Yüksek tansiyon bazı kişiler de hiçbir belirti göstermeden ve kişinin günlük yaşantısını sürdürmesine engel olmayabilir. Hasta bu rahatsızlığı yaşamı boyunca farkına varmadan, taşıyabilir ve bu rahatsızlık belirti vermeden başta böbrek olmak üzere beyin, kalp ve damar sistemine verebileceğin hasar sebebiyle sinsi bir şekilde kişinin hayatı tehdit etmektedir. Yüksek tansiyon olan kişilerde organları besleyen damarlarda tıkanma, genişleme yada yırtılma meydana gelebilmektedir. Diğer bir faktör ise yüksek tansiyon organlara giden kan akışını bozarak organ yetmezliklerine neden olabilir.” dedi.

Hipertansiyon belirtileri hakkında bilgi veren Demirkol, “Genel olarak tansiyon 18/11’in üzerine çıkmadığı sürece herhangi bir belirti göstermeyebilir. Ancak sürekli yüksek olduğu durumlarda vücuda zarar verir. İşte en çok görülen yüksek tansiyon belirtileri: sık idrara çıkma özellikle geceleri uyanıp idrar yapma, bulanık ya da çift görme, bacaklarda şişlik, nefes darlığı, halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, kulak çınlaması, burun kanamaları, düzensiz kalp atışı ve kalp ağrısı, baş dönmesi ve baş ağrısı” dedi.

HİPERTANSİYON NEDEN OLUŞUR?

Hipertansiyon neden oluştuğu hakkında da bilgi veren Demirkol, “Tansiyon yüksekliğinin genetik ve çevresel faktörler olmak üzere en önemli iki nedeni vardır. Birinci derece akrabalarında yüksek tansiyon öyküsü olan kişilerde hipertansiyon görülme riski artar. En yaygın olarak görülen hipertansiyon nedenleri: aşırı tuzlu gıdalarla beslenme, kafa içi basıncın yüksek olması, aort damarının kalpten çıktığı bölgenin dar olması, böbrek üstünden salgılanan kortizon veya aldesteron hormonlarının aşırı salgılanmasına bağlı olarak görülen Crohn ve Cushing hastalığı, böbrek tümörleri, akut yada kronik böbrek hastalıkları, böbrek damarlarının daralması, tiroid bezi hastalıkları, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, gebelik, soğuk algınlığı ilaçları, dekonjestanlar, bazı ağrı kesiciler, doğum kontrol hapları, kokain ve amfetamin gibi yasadışı ilaçlar, kilo fazlalığı, alkol ve sigara kullanımı” dedi.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Hipertansiyon tedavisi hakkında da bilgi veren Kardiyoloji Uzmanı Demirkol “Yüksek tansiyon hastalarının tedavisi için öncelikli olarak hastaların yaşam tarzında değişiklikler yapması istenir. Tansiyon hastası ideal kilonun üzerindeyse ideal kilosuna dönmesi için yeterli ve dengeli bir diyet programı uygulaması önerilir. Tuz tüketimi kısıtlanır ve meyve, sebze tüketimi artırılır. Margarin, tereyağı ve kuyruk yağı gibi doymuş yağ oranı yüksek gıdalar diyetten çıkarılır. Alkol ve sigara kullanımı kesinlikle bırakılmalıdır. Tansiyon hastalarının düzenli fiziksel aktivite yapması, kan basınçlarının düzenlenmesini sağlar. Yaşam tarzındaki değişikliklere uyum sağlayamayan ya da değişikliklere rağmen tansiyonu düşürülemeyen hastalara ilaç tedavisi uygulanır. Kronik bir hastalık olan hipertansiyon yaşam boyu belirli aralıklarla doktor kontrolü gerektirir. Doktor tarafından önerilen ilaçların düzenli olarak alınması ve doktora danışılmadan dozunda oynamalar yapılmaması gerekir.” dedi.

Editör: TE Bilisim