Adnan Oktar liderliğindeki suç örgütüne yönelik iddialar ve Şebnem Korur Fincancı'nın bu bağlamda hazırladığı işkence raporları, geniş bir tartışma yaratmıştır. 140journos'un yayınladığı "Adnan" isimli belgesel, bu konuyu mercek altına alıyor. Belgeselde, Fincancı'nın emniyet güçlerinin işkencelerine dair rapor düzenlediği ve bu raporların operasyondan beş yıl sonra hazırlandığı öne sürülüyor.

Belgeselde dile getirilen iddialara göre, Şebnem Korur Fincancı, suç örgütü üyelerinin işkence gördüğüne dair bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor, örgüt üyelerinin yasal süreçlerde avantaj elde etmesine yardımcı olmuş olabilir. Ancak Fincancı, kendisine yöneltilen suçlamalara karşı çıkarak, belgesel ekibinin kendisiyle iletişime geçmediğini belirtmiştir.

Fincancı, işkenceye maruz kalan her bireyin durumunun, işkenceyi meşru kılamayacağını vurgulamıştır. Kendisi, işkenceyi, devlet görevlilerinin uyguladığı kabul edilemez bir şiddet eylemi olarak tanımlamaktadır. Fincancı, işkence raporlarının bilimsel yöntemlerle hazırlandığını ve bu raporların her zaman tıbbi ve bilimsel bir temele dayandığını ifade etmiştir.

Fincancı, belgeselde yer alan ve işkenceyi meşrulaştırmak amacı taşıyan yanlış anlaşılmaları reddetmiştir. Kendisi, tıbbi değerlendirme raporlarının sahtecilikle suçlanmasının, gerçeğe aykırı olduğunu belirtmiştir. Fincancı, adli tıp uygulamalarının önemine dikkat çekerek, işkence iddialarının belgelenmesi için yapılan çalışmaların önemini vurgulamıştır.

Fincancı, karşı karşıya kaldığı iddiaların ardından, hukuki yollarla mücadele edeceğini duyurmuştur. İşkence iddialarının ciddiyetine ve bu tür suçlamaların toplum üzerindeki etkilerine dikkat çeken Fincancı, işkenceyle mücadele etmenin önemini vurgulamıştır. Kendisi, işkence raporlarının değerinin, bilimsel ve tıbbi bir temele dayandığını bir kez daha teyit etmiştir.

Bu bağlamda, Şebnem Korur Fincancı'nın, haksız yere üzerine atılan iddialara karşı duruşu ve hukuki mücadelede bulunma kararı, önemli bir adım olarak görülmektedir. İddiaların ardındaki gerçeklerin aydınlatılması ve işkence gibi insanlık dışı uygulamalara karşı mücadele, toplumsal bilincin artırılmasında kritik bir rol oynamaktadır.

Şebnem Korur Fincancı Kimidir?

İstanbul'da 1959 yılında dünyaya gelen Şebnem Korur Fincancı, tıp eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tamamladıktan sonra, adli tıp alanında uzmanlık kazandı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde aldığı klasik arkeoloji eğitimiyle de bilgisini genişletti. 1992 yılında Adli Tıp Uzmanları Derneği'nin kuruluşunda yer alarak, dernek bünyesinde önemli görevler üstlendi. Ayrıca, Türk Ceza Hukuku Derneği'nin de kurucu üyeleri arasındadır.

Fincancı, 1990'lı yıllarda Türkiye'de işkence vakalarının sıklıkla yaşandığı bir dönemde, bu konuda yazdığı raporlar ve makalelerle tanındı. Bu çalışmaları nedeniyle devletin baskılarına maruz kaldı, hatta görevinden alınma tehditleri aldı. Ancak, bu engellemelere karşı mücadelesinden vazgeçmedi.

1997 yılında, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı olarak atandı. Ancak, bu görevden alınan Fincancı, hukuki mücadelesinin ardından görevine geri döndü. Uluslararası alanda da tanınan bir isim haline gelen Fincancı, Bosna'daki savaş suçlarına ilişkin çalışmalara katıldı ve işkence vakalarının saptanmasında kullanılan uluslararası bir standart olan İstanbul Protokolü'nün oluşturulmasında önemli bir rol oynadı.

Bahreyn'de, denizde ölü bulunan bir gencin üzerinde gizlice yaptığı otopsi ile, gencin işkence sonucu öldüğünü kanıtladı. Türkiye'de ise, Adil Serdar Saçan gibi isimlerin işkencelerini belgeledi ve Ergenekon davasında bireysel müdahil olarak yer aldı.

Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu'ndan rapor talep edilen cezaevlerindeki hasta tutukluların sorunlarını gündeme getirerek, Adli Tıp Kurumu'nun bağımsızlığının önemine vurgu yaptı. Türkiye'deki yargı sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için Adli Tıp Kurumu'nun yenilenmesi gerektiğini savunan Fincancı, devletin insan hakları ihlallerine karşı da sesini yükseltti.

Eğitimci kimliğiyle de ön plana çıkan Fincancı, İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi'nde dersler verdi. "Barış İçin Akademisyenler" bildirisine imza atarak hapis cezası alsa da, insan hakları ve adli tıp alanındaki çalışmalarıyla tanınmayı sürdürdü.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Ceza Hukuku Araştırmaları Derneği gibi önemli kurumların kuruluşunda yer alan Fincancı, aynı zamanda Türk Tabipleri Birliği'nin de başkanlığını üstlendi. Ancak, Türk Silahlı Kuvvetleri hakkındaki açıklamaları nedeniyle hukuki sorunlarla karşılaştı ve tutuklanma ile yüz yüze geldi.

Miniklere trafik eğitimi verildi Miniklere trafik eğitimi verildi

Şebnem Korur Fincancı'nın yaşamı, adli tıp ve insan hakları mücadelesi alanında verdiği önemli mücadelelerle doludur. Bu mücadeleler, Türkiye'de ve dünya genelinde adaletin sağlanmasına katkıda bulunmuştur.

Editör: Haber Merkezi