Zamanın, kum saati misali her gün eksilmeye yüz tutan hayatımızı en iyi şekilde verimli kılmanın yolunu gösterircesine, günü doğurup tekrar karanlığa salıyor bizi… Aydınlatan bir meşale gibi ışık saçıyor sonra da zifiri karanlıkta bırakıyor. Kum saatiniz bitiyor der gibi… “İyi ki Geçiyorsun Zaman!. Ya Acının En Derinime İşlediği Bir Anda, DONSAYDIN..? Der 
Mevlana, insan yaşamında önemli bir yer tutan zaman kavramını öne çıkararak. Zaman nedir peki? ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönem, uzaysal boyutu olmayan bir süreklilik, olayların meydana geldiği süreci ölçen fiziksel bir büyüklük. Zamanın hem geçmişi hem şu anı hem de geleceği ifade edebildiğini biliyoruz. Ve hayatta her bireyin kendisi için bir zaman diliminin olduğunu da… Zaman akıp giderken, herkesin hayatında muhakkak bazı önemli izler bırakır. 
Zaman neyi ifade eder bizim için? İnsanın geçmişi hatırlama, şimdiyi yaşama ve geleceği ön görebilme yeteneğiyle ilişkilidir.
Birçok filozofa göre “İnsan zamanda değil, zaman insanın içinde yaşar.” Zaman kavramı, tarihin her döneminde felsefenin ilgi alanlarından biri olmuştur. Bunun yanı sıra matematik ve fizik çalışmalarının da önemli alanlarından biridir. O halde Zaman, tüm var olanların birbirlerinin yerini alarak zincirlendikleri sonsuz süre olarak tanımlanabilir mi?
Zamanın kıymetini kaybettiğimizde, onun değerini anlarız. Ancak, bu farkındalığın bize geri dönüşü olmaz; çünkü zaman bir kez geçmiştir ve artık geri alınamaz. Örneğin, öğrencilik yıllarında okula olan ilgisizliğimiz ve tembel davranmamız, ilerleyen yıllarda kendi ailemizi kurduğumuzda büyük bir pişmanlık kaynağı olabilir. Ancak, geriye dönüp bu zamanı telafi etmek mümkün olmayabilir. Bu hayatımızdaki sayısız örnekten sadece bir tanesi oysa ki… mesela “iş işten geçtikten sonra“ cümlesi  davranışlarımızdaki yanlışlıkları anlatan bir değerlendirme değil midir!. Her şey zamanla telafi edilir de, geçip giden zaman, hiç bir şey ile telafi edilemez. Geçtiğinde yerine hiç bir şey konulamayan zamanın yitimi bizim yoksunluğumuzdur aslında. Çünkü gerçek olan şu ki bir çok şeyin kıymetini bilmediğimiz gibi zamanın da kıymetini bilmeyip çarçur ederiz. Sonra da keşke zamanı geri döndürebilseydim diye yakınırız hep… Oysa zamanın değeri sahip olduğumuz bütün mal varlığından çok daha kıymetlidir. Ve onu iyi kullanmak, yaşama değer vermektir. Sonradan yakınmamak için iyi değerlendirin, kıymetli harcayın onu. Kaliteli bir yaşam sürmek istiyorsanız zamanı nasıl öldüreceğinizi düşünmeyin onu nasıl kazanacağınızın planlarını yapın.
Zaman insanı yönetir diyebilir miyiz? zamanı yönetmek hayatı yönetmektir. İnsan alışkanlıklarının kurbanıdır. Zaman kullanımında disiplinli olmak en iyi alışkanlık olur. Bu hayattaki stresi azaltırken, önemli ve öncelikli işlere yatırım yapılmasına ve geleceği şekillendirebilmeye de fırsat tanır. Klasikleşmiş olan “Zaman her şeyin ilacı”olarak bilinir derler. Ancak her ilaç gibi bu ilacın da içileceği zamanı  kişi sadece kendi belirler.