Faiz Kararlarındaki Değişimlerin Sebepleri

Bu kararlar arasındaki farklılıkları anlamak için verilere bir göz atalım:

Programın başından bu yana kamuoyuna sunulan bir çıktı açığı grafiği bulunuyor. Bu grafik, faiz artışlarının çıktı açığını negatif bölgeye çekeceğini ve enflasyonda belirgin bir düşüşün haziran ayı sonrasında başlayacağını öngörüyor.

Ancak son iki ayda, özellikle kredi kartı harcamaları ve perakende tüketimi gibi iç talep verilerinde herhangi bir değişiklik (soğuma) gözlenmedi.

Ekonomik Programın Etkileri

Seçimlerin ardından başlayan ekonomik programın etkilerini değerlendirdiğimizde, yabancı raporlardaki güven unsurunun arttığını ve döviz kuru üzerindeki dalgalanmanın durulmaya başladığını görüyoruz.

Yabancı yatırım kurumlarının raporları da olumlu yönde. Fitch Ratings, Standard & Poor’s ve Moody’s gibi kuruluşlar, Türkiye'nin kredi notu ve görünümleri hakkında olumlu değerlendirmelerde bulunmuşlar. Ayrıca Chatham House'da görev yapan Timothy Ash, Türkiye'nin döviz borç piyasalarının toparlandığını belirtiyor.

Döviz Kuru ve Rezervler

Döviz kuru konusunda izlenen politikalara bir göz atalım:

Programın başlamasıyla birlikte döviz kuru kısmen serbest bırakıldı ve Türk Lirası, dolar karşısında değer kaybetti. Ancak bu yılın başından itibaren görülen değer kaybı %9 seviyesinde kalmıştır. Özellikle yerel seçimler öncesinde yaşanan belirsizlikler, kurda dalgalanmalara neden olmuş ve rezervlerde düşüşe yol açmıştır.

TCMB'nin mart ayındaki faiz artışının nedeni, Türk Lirası'nın reel olarak değer kazanmasını sağlamaktır. Bu, orta ve uzun vadede döviz talebinin azalması ve rezervlerin güçlenmesiyle sonuçlanacaktır.

Mesleki eğitim seferberliği devam ediyor Mesleki eğitim seferberliği devam ediyor

Kaynak: Haber Merkezi