Bu yazımda sizin için ördek sendromunu anlatmaya karar verdim. Bunun sebebi olarak da hayatımızda o kadar çok insanın buna örnek olacak şekilde yaşamasını verebilirim sanırım… Ördek sendromu nedir diye merak edenler için verilebilecek en doğru cevaplardan birisi kusursuz görünme çabasıdır. İnsanlar başkaları tarafından kusursuzmuş gibi görülmek ister. Böylece kendilerini daha iyi hissettiklerini düşünür. Kimse kusursuz görünen kişilerin gerçek hikayesini bilmez. Ördekler suyun altında ayaklarını çırparak büyük bir mücadele verir. Kimse suyun altındaki gerçekliği görmez. Bu yüzden ördeklerin sakince yüzdüğünü ve efor sarf etmediğini düşünür. Bu gözlemler sonucunda da ördek sendromu ortaya çıkar. 
Bizim de etrafımızda, hatta birçoğumuzun yakınen tanıdığı birçok insan, özellikle günümüz sosyal medya trendi haline gelmiş aslında yaşamadığı hayatı “ mış gibi “ paylaşan insanlarla dolu değil mi? Peki tanıdık geldi mi size bu “mış gibi “ hali .. gitmediği yerlere gitmiş gibi yapan, evde kuru-fasülye pilav yiyip, lüx restoranlardan menü paylaşan,her gün değişik yerlerde bildirimlerde bulunan, bir yıl boyunca çalışıp elindeki belki üç beş kuruşunu yatırdığı 2-3 günlük tatile lay lay lom pozlar verip “keyfim de halim de yerinde, yaşıyorum bu hayatı “ mesajı vermeye çalışanlar… evde birbiriyle iki kelime sohbet etmeyen çiftlerin “kocamla kahve keyfisi” diye attığı storysi, cebinde beş kuruşu olmayan, hayattan soğumuş insanların her şey yolundaymış gibi gösterdikleri sahte tebessümleri… Aman çevrem keyifli görsün , havalı görüneyim çabası. Ama bu bir hastalık biliyorsunuz değil mi? Yani ördek sendromu… İşte sosyal medyada gördüğümüz o hep mutlu, neşeli olan, mükemmel hayatlar yaşayan, yüzeyde kalmak için hiç zorlanmayan, gezip tozan, başarılı işler çıkaran, hayatı parti tadında yaşayan kişiler, bu sendroma adını verenler! Dışarıdan hiç çaba göstermeden, doğal olarak verilmiş ve kabullenilmiş bu ışıltılı yaşamın ardında, yani kendilerinin yarattığı sanal olan bu mutluluğu gerçeğe, yapay olan bu hayatı doğala çevirmek için sonsuz bir çaba vardır. Malum kimse başarısız, kötü, mutsuz ya da yokluk zamanlarını göstermek istemez başkalarına. Olamadığı ama olmak istediği kişiye, yaşayamadığı ama yaşamak istediği hayata bürünür. Böylece kaygı ve depresyondan uzaklaştığını düşünür. Oysa bu geçici bir çözümdür çünkü gösterilen yaşam ile gerçek yaşam arasındaki mesafe açıldıkça insan o arada küçüldükçe küçülür! Ve daha çok mutsuz olur. Çevrenize yaşamadığınız hayatı gösterme çabasından vazgeçin Velhasıl başkaları ne düşünür diye düşünmeyi bırakın, hayatı sadece kendiniz için yaşayın!..