Dünya gözlerde yaştır,akıp gider.

İlim sözlerde baştır,beni âdem eder..

Ekrem Çetinkaya

İçinde yaşadığımız bu asır bilimi, insanlığa yön veren bir unsur olarak tartışmasız kabul etmiş durumdadır. Bu gün herkesin hem fikir olduğu şey; ilmin ülkelerin refahı ve güvenliği için olmazsa olmazlığıdır. Dinimizin ilim yolunda müminlerini ilme teşvik etmesi; vahyin ilk inen âyeti ‘’Oku’’(Alak sûresi 1) emriyle insanın dünyada yapması gereken ilk ve en önemli uğraşın ilmî çalışmalar olduğunu beyanı ile sabittir.

Günümüzde başta internet olmak üzere çeşitli teknolojik buluşlarla insanlık her taraftan âdeta bilgi bombardımanı altındadır. Neye, ne kadar, nasıl inanması gerektiği husundaki belirsizlik özelde gençlerimizi genelde hepimizi yoruyor. İşte burada güvenilir bilgi kavramı devreye giriyor. Açıktır ki güvenilir bilgi güvenilir kimseden alınır. Bu yüzden Peygamberimiz a. s. safa tepesinde Mekkelileri toplayıp Peygamberliğini ilan etmeden önce onlara ’’ Şu dağın ardından bir ordu geliyor dersem bana inanırmısınız?’’ diye sordu.

Mekkeliler ‘’ Sen bize bu güne kadar hiç yalan söylemedin, elbette inanırız’’ cevabını verdiler. İnsanlık İslamın nuruyla işte böyle tanıştı. O günden sonra Allah’ın nurundan neş’et eden ilim çağı başladığı için peygamberimizden önceki dönem sahabe çağından günümüze kadar câhiliyye diye ifade edilmiştir. Çünkü İslam ile öncesinin en bariz farkı ilim ve onun gereği güzel ahlakın hayata hakim kılınmasıdır.

Kur’an-ı Kerim on dört asırdır yer yüzünde en güvenilir kitaptır. Biz müminler için inancımız gereği içerisinde yanlış ve çelişki olmadığına iman ederiz. Hakikat te budur. Her Müslüman ilim yolculuğuna Kur’anı öğrenerek başlamalıdır. Kur’an öğrenirken evlatlarımız hem kulluğun hazzını tadar hem de çalışma disiplini ve alışkanlığını kazanır. Özellikle hafızlık yapanlar 6236 Âyet ezberleyerek hamili Kur’an olduğu gibi ilim yolunda da büyük bir mesafe kat etmiş olur. Kadir Sûresinde Cenab-ı Hak ‘’Biz o Kur’anı kadir gecesinde indirdik’’ buyuruyor. Kadir gecesi de Ramazan-ı Şerifte olduğu için Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Bu sebeple bütün İslam aleminde gerek mukabeleler gerekse ferdi hatimler ile Müslümanların yüce kitabımızla ilgisi bir kat daha artmaktadır.

Biz inanmış kimseler olarak, bu ayda hepimiz ; bunalımların arttığı depresyon vakalarının çoğaldığı günümüzde şifayı Kur’an ikliminde aramalıyız. Eğer bu anlayışı kazanabilir davranışlarımıza yansıtabilirsek başta kendimize sonra da çevremize faydalı olabiliriz. Davranışlarımız eğer peygamberimizin gösterdiği istikamette olursa hep güzel neticeler elde ederiz. Bir sahabe peygamberimize gelir ve şöyle bir soru sorar:

Ey Allah’ın Rasûlü benim akrabam var. Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik yapıyorum, onlar bana kötülük yapıyorlar. Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlar bana kaba davranıyorlar. dedi.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

’’Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça ,Allah’ın yardımı seninle beraberdir.’’ (Müslim, Birr 22) Kül yutan kimse korkunç ağrılar çeker yani iyilik ne kadar huzur veren bir eylem ise, kötülükte insana o kadar acı verir. Allah Rasülü vahyin aydınlığında sahabeye kendisi ve akrabları için ne güzel yol göstemiş değil mi? Her şeye rağmen kişiyi iyiliğe devam konusunda ikna eden şey, bilginin kaynağının güvenilir olması ve bilgisinin temelinin Allah Teâla olmasıdır. Müslüman kardeşim! Kaynağı belirsiz, doğruluğu şüpheli ideolijiler sana huzur vermez.

Gerçek huzuru yakalamak ancak İslamın aydınlığında Kur’an ve sünnet iklimindedir. Bunu elde etmek için Ramazan ayının fırsatlarından faydalanmak temennisi ile selamlarımı arz ederim.

Yusuf DEMİRGÜL

Çerkezköy İlçe Müftülüğü Vaizi