Siyasi partilerin seçimlerde, seçmenin karşısına kendi hazırladıkları aday listeleri ile çıkması ve seçmenin partiler arasında seçim yaparken hür ve özgür olması, fakat kimlerin milletvekili olacağını tespit ederken partilerin iradesine boyun eğmek zorunda olması büyük bir problem.

Partilerin listelerindeki isimlerde ve onların sıralanmasında bir değişiklik yapma hakkının seçmene tanınmadığı bu sistemde, seçim yalnız bir parti seçimi haline gelmekte milletvekillerinin kimler olacağı önceden partiler tarafından seçmene sorulmaksızın belirlenmektedir.

2023 yılı seçimlerinde, meclis dağılımları sağlam listelere bağlı şekillenecektir.

Vatandaşın listelerden beklentisi: Temsiliyette adalet, siyaset üretebilme kabiliyeti, liyakat, asalet ve sadakat olarak sıralanabilir.

Hedeflenen yere ulaşabilmek için, kararlılık, disiplin, yenilikleri yönetmek ve hedeflerinize uygun kadrolarla ilerlemekle mümkün olabilir.

Vaat ettiğiniz vizyon ve hedeflerle, bu hedeflere sizi ulaştıracak ekip çok ayrı yerlerde duruyorsa, yani sizi bu hedeflere taşıyacak zeka, yetenek, yetkinlik ve kişilikte değilse ne hedefler gerçekleşir ne de ortada bir vizyon kalır. Sonra başladığınız yerin de gerisine düşersiniz.

Yeri gelmişken hemen ifade etmek istiyorum. Gelecekte sizi nasıl insanların yönetmesini istiyorsanız, evlerinizdeki çocukları öyle yetiştirin!..

Bir şeylerin yönünü değiştirmek istiyorsak eğer, köşelere çekilip öylece akışı izleyemeyiz.

Kibirlerinden dolayı mazeretlere sığınarak vatandaşın bir mesajına telefonuna dahi cevap vermeyenler ile değil, vatandaşın kapısını çalan gözlerinin içene bakıp derdiyle dertlenen çözüm üreten dava insanlarıyla seçim kazanılır.

Kim ve nasıl olduğunu bildiğimiz birçok aday adayı var. Sosyal medya paylaşımlarına bakınca melek gibi görünüyorlar. Nitelikli dolandırıcılık tam da budur aslında!

Kendi ticaretini geliştirmekten başka hiç kimseye bir faydası olmayanlarla seçim kazanılamaz.

Bütün yaşamı protokol özentisinden ibaret olup, iktidar nimetleriyle beslenen zevatlar ile değil, hikayesi olan, bedel ödeyen, bedel ödemeyi göze alacak yiğitler ile seçim kazanılır.

Siyasi partiler, milletvekili adaylarının tespitinde özellikle toplum nezdinde hikayesi olan isimleri arayıp bulmalıdır.

Tarihi önem arz eden milletvekili aday tespiti konusunda partilerin yanlış yapma şansı yoktur.

Alışılmış uygulamalar, özel ilişkiler, çeşitli ortaklıklar, ekonomik gücün baskısı, yerel siyaseti ipotek altına almalar hezimete sebep olur.

Ehliyet, liyakat ve davaya sadakatten asla taviz verilmemelidir.

Hırsızın, arsızın, çıkarcının, menfaatçinin sağcısı-solcusu, inançlısı-inançsızı, Müslümanı-gavuru olmaz. Hırsız hırsızdır. Arsız da arsız. Hangi parti olursa olsun böylelerini aday yapmayın.

İnce eleyip sık dokuyun, hatır gönül, dost, yâran dinlemeyin. Ahaliyi soydurmayın, kandırmayın.

Milletvekili “Emin” olmalıdır. İş takipçilerini, çoluğunu çocuğunu devlet kadrolarına yerleştirenleri, 5 yıllık görev süreleri içesinde toplasan 5 kez Çerkezköy’e, Kapaklı’ya gelmeyenleri mebus yapmayın.

Sözünde durmayı bilmeyenlerin, sermayeyi elinde bulunduranların, para ile her şeyi çözebileceklerini zannedenlerin, yerlerini garanti görenlerin, çıkıp çıkıp yenilenlerin, daha önce başarısız olanların, halk tarafından sevilmeyen ve istenmeyenlerin milletin vekaletini almaya kalkışmaları yüzsüzlüktür.

Bu millete hakarettir.

Hakla değil, güçle kazanmayı bir metot haline getirmiş bir toplum olduk!

Milletin vekilleri, milletin içinden olmalı, milletin derdiyle dertlenen olmalı.

Milletin vekilleri millet gibi cadde sokakta gezmeli.

Milletin vekilleri milletin sorunlarını bilmeli.

Ayın yarısını yurt dışında, yarısını başka şehirlerde geçirenlerin, ne Çerkezköy’e ne Kapaklı’ya ne Şarköy’e ne de Tekirdağ’a hiçbir faydası olmayacaktır.

Aldığı nefesi bile boyunlarına taktıkları cihazdan alanlar, vatandaşın soluduğu havayı bile solumayanlar, bu vatandaşı temsil etmemelidir. Vatandaş da kendisiyle aynı havayı solumayanlara gerekli dersi vermelidir.

Bu ülke ne zaman düze çıkar biliyor musunuz?

Namussuzlar referans gösterilmediği zaman, namussuzlara hesap sorulduğu zaman, namuslular, namussuzlardan çok ve daha cesur olduğu zaman. İşte o vakit toplum kazanır. Gerisi boştur.

Eksikleri ifademiz ve eleştirilerimiz gereğinin yapılması içindir.

Herkesin intihar etmesi kendi tercihi olsa da biz intihar edeni gördüğümüzde görmezden gelemeyiz.

Yanlışa yanlış, doğruya doğru demeliyiz.

Yanlışı yapan sevdiğimiz biri olsa da yanlış.

Doğruyu yapan sevmediğimiz biri olsa da doğru.

Muhatabın hoşuna gitse de gitmese de…

Kalın sağlıcakla…