Bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü. 61 senedir olduğu gibi bu sene de Dünya Tiyatro günü birçok ülkede kutlanıyor. 27 Mart, tiyatro ve seyirci arasındaki bağı kuvvetlendirmek amacıyla ilk kez 1961 yılında UNESCO tarafından ilan edilmiştir. İlk kez 1961 yılında kutlanmaya başlanan Dünya Tiyatro Günü o tarihten bu yana her yıl 27 Mart'ta tüm dünyada çeşitli tiyatro dernekleri ve sanat çevreleri tarafından kutlanıyor. 1948 yılında kurulan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü, 1961 yılında aldığı kararla 27 Mart gününü “Dünya Tiyatro Günü” olarak kabul etmiştir. Dünya Tiyatro Günü'nün amacı, tiyatro sanatlarının önemi ve kültürel zenginleşmeye ve uluslar arasında karşılıklı anlayışa katkısı hakkında farkındalık yaratmaktır.
Tiyatro, Yunanca Theatron yani "görme yeri" sözcüğünden gelmektedir. Çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş tiyatronun tarihi, bağ bozumu tanrısı Dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. İlk tiyatro şenliği MÖ 534 yılında Atina'da yapılmıştır. Antik Çağ'da tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti. 27 Mart'ta, Uluslararası Tiyatrolar Birliği merkezlerinde ve dünyanın her yerinde, tiyatro sanatı ile ilgilenen her kurum ve toplulukta kutlanılmaya başlanmıştır. Antik Yunan Tiyatrosu hem kuramları, hem yazarları hem de oyunlarıyla günümüze kadar gelmiştir.
Ülkemizde tiyatro faaliyetleri başlangıçta ülkedeki yabancılar, daha sonra Osmanlı vatandaşı gayrimüslimler ve son olarak Müslüman tiyatrocular tarafından icra edildi. Ermeniler tarafından padişah fermanıyla kurulan Naum Tiyatrosu ile Güllü Agop'un kurduğu Gedik Paşa Tiyatrosu Osmanlı'nın Batılı anlamda ilk tiyatro örnekleri idi. Gedik paşa Tiyatrosu İstanbul'un Gedik Paşa semtinde 1859'da inşa edildiği düşünülüyor. 1884'te yıktırılmış bir tiyatrodur. Osmanlı İmparatorluğu'nda tiyatronun doğuş ve gelişiminde önemli bir yer kaplamaktadır.
Türkiye de ise; Batılı anlamda ilk Türkçe oyun, Şinasi'nin Şair Evlenmesi' dir (1860). Bu oyunun Dolmabahçe Saray Tiyatrosu'nda oynanmak üzere yazıldığı bilinmektedir.
Tiyatro gelişimizde büyük bir rol oynar. Birey ve toplum arasındaki bağı en güzel şekilde yansıtmasıyla bir ayna görevi görür ve insana kendini tanıma ve sorgulama imkanı sunan, temel değerlerimizi, kültürel ve manevi zenginliklerimizi koruyabileceğimiz ve gelecek nesillere aktarabileceğimiz etkili bir sanat dalıdır. Topluma sağlıklı ve faydalı bireyler kazandırır. Olaylara farklı açılardan bakabilme becerisi kazandırır. İş birliği ve dayanışmayı öğretir. Estetik algıyı geliştirir ve sanata olan ilgiyi arttırır. Çocuğun duygusal gerginliklerden uzaklaşmasına ve bireysel sorunlarına çözüm üretmesine yardımcı olur. Tiyatrolar sayesinde çocuklar duygusal gerginliklerinden kurtulur, iç çatışmalarına ve bireysel sorunlarına da çözüm bulurlar. Çocuklarımız için de kendini geliştirme yeri çünkü tiyatrolar çocuklara düşündüklerini eyleme dönüştürme alışkanlığı da kazandırır. Böylece çocuklar içe kapanık olmak yerine kendilerini daha açık ifade edebilirler.