Dert edinmek gerekir...

Hem eğitim hem de öğretimin içler acısı durumunu bertaraf edip, eğitime zorla giydirilmeye çalışılan "deli gömleğini" yeni yüzyılda yırtmak gerekir.
Bunu yaparken de öncelik olarak kendimizi hizaya çekmek gerekmekte tabiki.
Zira hiçbir eğri okun hedefine doğru gittiği görülmemiştir.
...
Hemen hemen herkesin sosyal medyası takip edildiğinde görüyoruz ki herkes
"Hak" 
"Hukuk"
"Adalet"
"Eşitlik"
"Hak yememe"
"Riyakar olmama"
gibi ahlaki değerleri olanca kuvvetleriyle haykırmaktalar. 

Diğer yandan gerçek hayata döndüğümüzde ise her şey çok çok farklı.
Malesef... 
Zam gelecek diye ürünü bekleten Hasan, 
Daha asgari ücrete zam gelmeden rafındaki ürünlerin yeni etiket fiyatlarını hazırlayıp televizyondan gelecek haberi bekleyen market sahibi Bülent, 
Komşusunun evini soyan Yunus, 
Çevresindeki kişileri kendisine inandırıp tüm herkesi dolandıran Arda, 
Ders saatinde layıkıyla dersini anlatmayıp öğrencisini özel derse yönlendiren öğretmen Mine,
"Devletin malı deniz yemeyen domuz" deyip her ihalede çevresine rant sağlayan Vehbi, 
Devletin en mahrem sırlarını yabancı devletlerin ajanlarına pazarlayan bürokrat Müge, 
Rüşvet alan polis memuru Tolga,
...
Velhasıl hepsini yapan kişiler bizden birileri. Fakat suçlu biz hariç herkes.
Tolga, Hasan'ı suçluyor
Hasan, Vehbi'yi
Vehbi,Fatma'yı... 
Sözün kısası önce kendi kapımızın önünü süpürmeliyiz.
Sonrası mı?
İşte sonrasında eğitime, öğretime, ekonomiye, adalete söyleyecek sözlerimiz olacaktır.
İstikbalimiz olan gençlerimizi biraz daha anlayıp, onları doğruya yönlendirme hakkımız olacaktır.
...
Biliyoruz ki..
Şeyh Edebali olmadan Ertuğrul Gazi,
Emir Sultan olmadan Yıldırım Bayezıt,
Akşemseddin olmadan Fatih Sultan Mehmet,
Yahya Efendi olmadan Kanuni Sultan Süleyman yetiştirmeye çalışmak suya yazı yazmak gibidir malesef.
Yol gösterecek olanlar bir kalıp gibidir. Eğri kalıptan doğru hamur çıkmayacağını hepimiz biliyoruz ve buna inanıyoruz.
Öyleyse ivedilikle kendi eğriliğimizi düzeltmemiz gerekmekte. Bu durumu dert edinmeyi hayatımızın en önemli meselesi haline getirmeliyiz. 
Ne mutlu vatanına görevini en iyi şekilde yapanlara.
Ne mutlu sığdırılmaya çalışılan eğri kalıbı kabul etmeyip doğrular inşa edenlere.
Ne mutlu her öğrencisini evladı gibi görüp geleceklerine en iyi şekilde dokunabilen öğretmenlere... 
Kusurumuz olduysa affola.