Eğitimde ilk yarıyılın bitmesi ile her yaştan öğrenciler “özlemle” bekledikleri tatile kavuşabildiler.

Kimisi dinlenecek, kimisi eğlenecek, kimisi iyi bir lise, kimisi ise iyi bir üniversite kazanmanın hayali ile bu tatil dönemini daha da yoğun geçirecek. İşte biraz da bu sebepten dolayı aileler de ellerinde olmadan tedirgin oluyorlar.

Tamamen çalışmalı mı?

Hangi zaman dilimlerini daha fazla değerlendirmeli?

Neyi yasaklamalı? Neyi serbest bırakmalı?

… diye diye çaresiz sorular arasında, endişe girdabına kapılmış durumdalar.

İster istemez, bir dönem boyunca her sabah erken kalkıp belli bir program çerçevesinde hareket eden çocuklarımız, bir anda bu boşluğa (tatil) düştüklerinde kendilerini tamamen okuldan soyutlayabiliyorlar. Ki özellikle belli gruplarda Çerkezköy’ümüzde eğitim gören çocuklarımız biraz da haklı sanki. Maalesef okul eksikliği sebebiyle bazı okullarda eğitim gören öğrencilerimiz, adeta sabah ezanı vaktiyle evden çıkıyor. “Şafak operasyonuna gider” gibi gece karanlığında yola çıkan öğrencilerimizi bir nevi bölgemizdeki bekçilerimiz olarak ansak hiç te eksik söylememiş oluruz.

Her ne kadar İlçe Milli Eğitim Müdürümüz; Sayın Hüseyin Gümüş, göreve geldiğinden beri, bölgedeki eğitimciler, yöneticiler ve yardım severlerle yoğun mesai harcayarak Çerkezköy’ümüze 3 Anaokulu, 9 İlkokul, 16 Ortaokul, 7 Lise, 1 Bilim Sanat Merkezi, 1 E-Sınav Merkezi, 200 Öğrenci kapasiteli pansiyon kazandırsa da bölgemize yoğun bir şekilde olan göç, bazı okulların depreme dayanıklı olmaması sebebiyle tadilata alınması ve de okul sayılarımızın yetersizliği, ister istemez günlük eğitim saatinde değişiklikler oluşturmakta.

Velhasıl bölgemizde eğitim gören öğrencilerimiz, bir dönem boyunca özellikle uykusuzluk sebebiyle yorgun ve bitkin hale gelmekte. Bu sebepten dolayı ara tatiller, daha çok vücudu dinlendirmeye yönelik değerlendirilmeli. Ancak bu dinlenme içerisinde tabi ki kendilerini eğitimden tamamen soyutlamamalılar. Günlük birkaç saat olsa da dönem tekrarına önem verilmeli ve diğer zaman dilimlerinde ağırlıklı olarak dinlenme gerçekleştirilmeli. Fakat en çok dikkat edilmesi gereken şey ise ekran, tablet ve de telefondan biraz da olsa uzak durulmalı. Gerekirse bu zaman dilimleri yerine kitap okumaya zamanlar oluşturulmalı.

Gel gelelim yazımızın ilk cümlesinde tırnak içerisinde yazdığım “özlemle” kelimesine. Tırnak içerisinde yazmamın elbet bir sebebi var…

Maalesef…

Tatili bazı öğrencilerimiz dört gözle beklese de bazı öğrencilerimiz kafede, bazısı sanayide vs. çalışırken bazısı da sokaklarda mendil, su satarak aile hayatına katkı sağlamanın derdinde.

Muhakkak yazımı okuyanlarınız içerisinde “ne olacak biz de çalıştık” diyerek söylenenler olacaktır. Eğitim döneminde eğitim, dinlenme döneminde dinlenme, çalışma döneminde çalışmak tarzı bir programımız, hayatımız olmadığı için her şeyimiz yarım yamalak olmakta.

Halbuki eğitim döneminde tüm herkes eğitimine odaklansa, iç çekmeden, ah etmeden, of demeden geleceğini düşünerek odağını tamamen eğitimine öğretimine ayırsa ayırabilse elbet çalışma dönemini de aktif bir şekilde geçirecek olup kazancının da kıymetini bilecektir. Aksi halde çalışmamız, günümüzü kurtarma çabası içerisinde düştüğümüz mücadeleye dönüşecektir.

Tatilin tatil gibi geçtiği,

Eğitim ve öğretimin hakkaniyetli yapıldığı,

Bir eğitim öğretim yılının, devletimize ve milletimize en hayırlı, en verimli şekilde geçtiği,

Yapılan kavgaların sadece “eğitimi en iyi nasıl yaparız adına” yapıldığı,

Geleceğimizi inşa edecek olan gençlerimizin en verimli şekilde ihya edildiği,

Milli duruş, milli bilinç, milli görüş çerçevesinde vatanına, devletine en iyi şekilde hizmetlerin yapıldığı bir eğitim öğretimin gerçekleşmesi temennisiyle…

Kusurumuz olduysa affola.